Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 4. Yargı Paketi ve İmralı görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Arınç, şunları söyledi:

 

Uzun süre herkes tasavvurundaki 4. Yargı Paketi konusunda çok şeyler yazdı, çok beklentiler içerisine girildi. Adalet Bakanı ve ilgili arkadaşlarımızın bilgilendirici açıklamalarında paketin içerisinde ne olduğunu gördük. Şiddet terörün unsurlarından birisidir. Bizim TMK'nın 6. ve 7. maddelerinde yapacağız yasal düzenlemelerde şiddete, teröre ve silaha yönlendirici unsurların olmamasıdır. Fikirlerini, düşüncelerini ortaya koyarken övme unsurunun şiddetten arındırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ayrıcalık bugüne kadar yoktu. AİHM'in pekçok kararlarında, raporlarda şiddet taşımayan düşünce açıklamalarının, terörle ilintili olmayan düşünce açıklamalarının suç olmaması gerektiği ifade ediliyordu, bu tamamen doğrudur. 

 

Dünyanın geldiği ifade özgürlüğü mutlaka asıldır ve bütün özgürlüklerin bileşkesidir. Düşünce açıklamada suç işlemeye yöneltilmiyorsa, suça teşvik edilmiyorsa, bize aykırı gelse de bütün düşüncelerin ifade edilmesi asıldır. TMK ve Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerde şiddeti öne çıkarıyoruz. Yargı sistemimizde adli ve idari yargıda bazı değişiklikler yapılmaktadır. Basınımız kısmen bilgisizlikten 'herkes dışarı mı çıkacak, örtülü bir af mı geliyor, Ergenekon ve Balyoz sanıkları bundan istifa mı edecek?' şeklindeki soruları 4. Yargı Paketi içerisinde cevabını bulmuyor.

 

Bildiri ve düşünce açıklamalarında, propogandalarda şiddet unsuru yoksa suç teşkil etmeyeceği esası getirilmektedir. Zannediyorum Pazartesi günü kanun hepinizin elinde olacak.

 

Milletvekillerine karşı gösterilen bu tavır ve davranışlar, öğretmenevine hapis edilmesi fevkalade kötü bir tavırdır.Toplantı ve Gösteri, Yürüyüşe muhalefetin, cana ve mala zarar vermenin suç olduğunu hepimiz biliyoruz. Gazetelerde yayınlanan fotoğraflarda arabaların üstüne çıkıp cam kırmaya çalışması, malum işareti veren bazı grupların taşkınlıkları çok açık bir şekilde görülüyor. Emniyet bu kanuna aykırı hareketi yapanları tespit etmekte zorluk çekmeyecektir. 

 

Bu olaylarda kimin dahli olduğunu hepimiz göreceğiz, yargı da gerekeni yapacaktır. Özellikle Sinop'ta ve Samsun'da idarecilerimizin bir ihmali olup olmadığı konusunda müfettişler aracılığıyla bir inceleme başlattığını hepimiz biliyoruz. Olayların failleri, tahrikçileri umarım kısa bir zamanda yargı önüne çıkarılacaktır.