Çankırı Esnaf ve Zanaatkâr Müzesi

Zaman o kadar hızlı akıyor ki; ne ondan kaçabilmek, ne de önünde durabilmek mümkün. Yapay zekâ kavramlarının öne çıktığı, hızla değişen ve gelişen teknoloji odaklı dünya şartlarında bir zamanlar revaçta olan mesleklerin günümüzde esamisi okunmuyor. Çünkü bu mesleklerin hizmet ettiği şeylere artık ihtiyaç duyulmuyor. Meslekler, toplumdaki arz ve talepten yani ihtiyaçtan doğuyor. Değişen şartlara göre de ya şekil değiştiriyor ya da tamamen tarih sahnesinden silinerek, "müzelik meslekler" listesindeki yerini alıyor.

İnsanlar gibi şehirlerin de tarihi, kimliği ve hafızası vardır. Şehirlerin hafızası, "zamanın yok edici etkisine rağmen korunan değerlerle..." ayakta kalarak yaşar. Hafızası olmayan şehirler, taş yığınından ibarettir. Taşlaşan şehirler, zamana karşı direnemezler. Şehrin hafızası ne kadar diriyse, insanlarının da hafızası o kadar canlıdır. Müzeler, bu anlamda şehrin mekânsal hafızasıdır. Her mesleğin müzesi, o alana emek vermiş olanların hatırlanmasını sağlar. Birçok kaybolan meslek sahipleri anılarını, mesleki yaşanmışlıklarını kaleme almadıkları için yaşadıkları şehre kazandırdıkları, mesleğine verdikleri emekler unutulup gider. Mesleklerini icra ederken kullandıkları eşyalar da şurada burada telef olur...

cankiri-zanaatkar-muzesi-resim-02.jpg

Meslek müzeleri, kuşaktan kuşağa devrolunması gereken bilgileri, eşyayı aktararak geçmişi, geleceğe köprü gibi bağlar ve toplumsal hafızayı korur. Dur durak bilmeyen teknolojinin yok ettiği, unutulmaya yüz tutan meslekler ve bu mesleklerden ekmek yiyenleri eşyaları, mekânları ve hikâyeleriyle Çankırı’nın hafızasına kaydederek yaşatmak adına Çankırı Esnaf ve Zanaatkârlar Müzesi kurulmalıdır. Bu müze, hem yeni kuşakların geçmişlerini öğrenmesine, hem de Çankırı turizmine katkı sağlayacak bir proje olarak mutlaka hayata geçirilmelidir.

Ahilik; toplumun ayakta kalabilmesi için gerekli olan sosyal adalet ve ahlâkın yerleşmesinde büyük katkısı olan, Türk'ler dışında hiçbir millette görülmeyen bir yaşayış biçimidir. İşte o yaşayış biçimi, Anadolu’nun işgal görmemiş ili Çankırı’da da en üst seviyede hayata ve en çokta ticarete yansımıştır. Bir Ahi Yaren beldesi olan çocukluğumun Çankırı’sında esnaf ve zanaatkârların milli bayramlara mesleklerinin yazılı olduğu pankartlarla çıktığı coşkulu katılımları halen hafızalarımızdadır.

İmaret’teki şehrin son semercileri çok iyi hatırlıyorum... Motorlu taşıtların caddeleri, sokakları kaplamadığı yıllarda vızır vızır yük taşıyan at arabacılardan, pamukları kızılcık sopasıyla döverek bir sanatçı edasıyla tasarlayan yorgancılara, kararmış bakır kap kacakları pırıl pırıl parlatan kalaycılara, kaplumbağa misali ekmek teknesini sırtında taşıyan, körelmiş bıçakları yeniden keskin hale getiren bileyicilere kadar, say say bitmez niceleri gelip, geçti Çankırı’dan...

Çankırı’nın esnaf ve zanaatkâr dokusunu oluşturan İstasyon Caddesi karınca gibi insan kaynardı. İmaret, Tuzcular Arastası, Pirinç Pazarı, Demirciler Arastası, Attarlar Arastası, Bakırcılar Arastası, Manifaturacılar Çarşısı, Avara Tepesi de o güzel zamanlarda cıvıl cıvıldı... Çarşamba günleri kurulan pazarımız da, Çankırı’nın bir başka rengiydi.

cankiri-esnaf-muzesi-resim-02.jpg

Çankırı Esnaf ve Zanaatkârlar Müzesi teklifimizi ilk olarak Çankırı Esnaf ve Sanatkârlar Odası Birlik Başkanı Osman Karadeniz beyle görüştük. İnşallah, önümüzdeki günlerde teklifimizi bir projeye dönüştürebilmek için de istişare edeceğiz... Çeşitli zanaat dallarında hizmet vermiş olan eski dönem esnaf ve sanatkârlarımızın, mesleklerini icra ederken kullanmış oldukları materyallerin bağış yoluyla toplanması, müzenin kurulumunda atılacak ilk adımlardan biri.

Çömlekçi Kadir Ağa, çemenci Hacer Teyze, omuz kantarıyla ekmek kovalayan Hamza Amca, muhallebili dondurmasıyla Göl Mehmet, fotoğrafçı Ahraz Amca, kunduracı Hacı Muhlis Amca, sinemacı Ahmet , hamal Bekir, gazete müvezzii Turan Nergiz, 90lı yaşlarına rağmen berberlik mesleğini aşkla sürdüren Adnan Tolon, Bıçakçı Dede... Balmumu canlandırmaları yapılacak simgesel isimlerden sadece bir kaçı.

Bir şehir, içinde yaşayanların aynasıdır. Bir şehrin taş yığını ve bir araya toplanmış insan yığınlarından ibaret olmaktan anlamlı bir bütünlük haline gelmesi yaşayanlarla beraber soluk alıp vermesine ve geçmişini bilip korumasına bağlıdır. Ferit Akalın Radyo Müzesi teklifimizin bugün Çankırı’nın en çok ziyaret edilen mekânlarından biri olarak yaşatıldığını gördükten sonra İnşallah, Çankırı Esnaf ve Zanaatkârlar Müzesi teklifimizde gerçekleşir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
2 Yorum