İşte konuşmasından satır başları:

 

Ülkemizin genel tablosuna baktığımızda dertler çoğalmıştır.

 

Reyhanlı'da olan hadisenin bölücülere sağlanan ayrıcalıklarla değerlendirilidğinde nasıl bir buhran içinde olduğunuzu görebiliriz.

 

Tüm çiftçilerimizin bu özel gününün öncelikle kutlarım. Özellikle AKP iktidarında çifçilerimizin sorunları daha da artmıştır. Başbakan çiftçilerimize gerekli desteği vermemiştir. Çünkü Başbakanın kalbi hırsızlar için artmış. Başbakan karanlık odaklarla işbirliğine gitmiştir.

 

Bu yılda tarım sektörünün büyüme hızı yüzde 3'tür. Hala çalışanlarımızın yüzde 26'sı Tarım sektöründedir. 10 yılda tarımsal borçlar fırlamış. Çiftçimiz sadece banka borçlarını ödemek için uğraşmaktadır. Çftçimizi heyecanlandıracak hiçbir iş yapmamaktadır.

 

Başbakan Erdoğan'ın böbürlenerek yaptığı işe bakın; çiftçilerimizi nasıl borçlandıracağını anlatmaktadır. İşte bunu müjde olarak sunmuş. Bunu neredeyse takla atarak söylemiş. Faiz düşmüş de çiftçimiz traktörünü mü yenilemiş. Faiz düşmüş de tarım ürünleri para mı etmiştir. Faiz düşmüştür de çiftçimiz gemi mi almıştır.

 

Başbakan bir müjde verecekse çiftçilerimizin alın terini versin. dünyanın neresinde çiftçisinin borçlanan bir başbakan var? Başbakan yüzde 1'lik faiz düşüşünden ne bekliyor?

 

Başbakan kararını vermiştir. MHP olarak hükümeti açıkça uyarıyoruz ki, kardeşlerimizi kandırmadan vazgeçsinler.

 

Çiftçilerimiz bu sefer kanmayacak. AKP'ye gerekli dersi verecektir. Bugünleri sizlere yaşatanları milletimizin yardımıyla nadasa bırakacağız.

 

 

Geçtiğimiz Cumartesi Reyhanlı'da son yılların en acımasız saldırısına maruz kalmıştır. Son açıklamalara göre 50 kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Bu olayı şiddetle, nefretle kınıyoruz.

 

Türk milleti yastadır. Vicdanlar infial haldedir. Reyhanlı'da kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum.

 

Türkiye bitmek bilmeyen bir kumpasın içindedir. Öfkemiz tarifsizdir. Elbette yaralarımızı saracağız. Kutuplaşmalara mahal vermeden bu işi çözmeliyiz. Her saldırıyı sineye çekecek değiliz. Biz Reyhanlı'daki olay meydana geldikten sonra dikkkatimizi buraya çektik. Edip Semih Yalçın'ın başkanlığında kurulan heyeti görevlendirdik.

 

 

Reyhanlı’ya giden arkadaşlarımızı hazırladığı rapordan edindiğimiz izlenimlerimize göre söylemeliyim ki Reyhanlı da çok olumsuz bir hava hakimdir. Paniğe kapılan vatandaşlarımız ilçeyi terk etmiştir. Esnafımız dükkanını kapatmıştır.

 

Türkiye'nin egemenlik hakları çiğnenmiş. Bu çok ciddi bir zaaftır. Menfur saldırı sonrası yapılan açıklamalara dikkatle bakmak lazım.

 

 

İçişleri bakanı patlamadan sonra yaptığı açıklamada saldırıyı yapanın El Muharebat olduğunu söylemişti.

 

Diğer sallama bakanları da aynı açıklamayı yapmıştı.

 

Net olan şey şudur; hükümetin kafası karışık. Yapması gereken şudur; Bu bombalar içeri nasıl sokulmuş, Mit ne iş yapmış. Reyhanlı'daki kanlı saldırı bir an önce aydınlatılmalı. El Kaide bağlantısı gözden kaçırılmamalı.

 

Görülmektedir ki Suriye meselesi çıkmaza girmiştir. Dışişleri Bakanı ve Başbakan'ın konsepti iflas etmiştir. Bülent Arınç ve Beşir Atalay hala görevde kalacaklar mı?

 

Patlayan bombaların sorumluları mutlaka hesap vermeli.

 

Basına koyulan yasak demokrasisi seviyesini gösteriyor.

 

AKP hükümeti iflas eden Suriye politikası yüzünden halkından özür dilemeli.

 

Reyhanlı'daki saldırılar artık sabrımızı taşırmıştır. 

 

 

Malatya'dan kalkan uçağımız Suriye tarafından vurulmuş ve iki pilotumuzu şehit etmiştir. Dün Amanoslar'da düşen uçağımız ve şehit olan Suriye olayları sonrası ebediyete intikal eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

 

Başbakan Erdoğan şunları söylemişti "Sınırın bu yakasında güvende yaşarken sınırın diğer tarafında yaşanan vahşete sessiz mi kalacağız demişti.

 

Başbakan Türkiye'yi ne hale getirdi? Men dakka dukka derken bu yapılan işleri hesaplamış mıdır?

 

Sınır şehitlerinin güvende olduğunu söyleyecek bir babayiğit var mı?

 

 

Başbakan Esad’a saldırdıkça sövdükçe Türkiye bir yanından darp edilmiştir. Şam yönetimi ve muhalif unsurlar döktükleri kanı Türkiye’ye de sıçratmışlardır.

 

Erdoğan Türkiye’yi ateşe atmıştır. Suriye kaynaklı artan saldırılar nihayetinde sabrımızı taşırma noktasına getirmiştir.

 

Sınır bölgelerindeki illerimiz ve ilçelerimiz adeta rehin alınmış ve kuşatılmıştır.

 

 

Başbakan’ın Esad’ı hedef alan uçuk sözlerinin vebaline nasıl katlanacağından haberi var mıdır?

 

Esad’a yönelik olarak “hesap soracağız, vallahi hesap vereceksin, zalim, yezit, cani, katil” gibi yutulamayacak ağır ifadeleri bugüne kadar bir sonuç doğurmuş mudur?

Başbakan Erdoğan birlikte tatiller yaptığı birisiyle kısa sürede düşman kamplara çekilerek Esad’ı azarlamıştır.

 

Bir zamanların dost Esad’ı bir anda emzikli bebekleri katleden zalim Esed’le yer değiştirmiştir.

 

Başbakan’ın tüm kuru gürültüsü kendisini mahcup etmekle kalmamış Türkiye’ye kan ve gözyaşı olarak dönmüştür.

 

Başbakan Anneler günü nedeniyle partisini düzenlediği toplantıda akla ziyan değerlendirmelerde bulunmuştur.

 

Türkiye’yi Suriye bataklığına sokmaya çalışan birisi bir anda U dönüşü yapmış ve soğukkanlılıktan ve aklı selimden bahsetmiştir.

 

'ALÇAKLARLA PAZARLIK YAPARKEN HİÇ Mİ YÜREĞİ SIZLAMADI?

 

Başbakan Banyas’ta katledilen çocuklara değinmiş ve “Eğer ben o bebekleri görmeyeceksem minicik cansız bedenler için sesimi yükseltmeyeceksem olmaz olsun böyle siyaset. Bebeklerin o halleri karşısında susmaktansa çeker giderim” demiştir.

 

Peki Sayın Başbakan sen Türkiye’deki bebekler katili alçaklarla pazarlık yaparken hiç mi yüreğin sızlamamıştır?

 

 

Yoksa Banyas’taki bebekler Türkiye’deki bebeklerden daha mı kıymetli, daha mı sempatiktir.

 

Vatanımızda kundaktan çıkmadan tabuta giren yavrularımızı ne zaman hatırlayacaksan. Bebeklerin katilleriyle çözüm konuşurken hiç mi vicdana azabı çekmedin.

 

Türkiye İmralı canisine boşuna bebek katili dememiş ve boş yere bu sıfatı reva görmemiştir.

 

 

Sayın Başbakan bebek deyinde aklına Suriye mi gelmektedir. Irak’ta Afganistan’da öldürülen bebeklerle...

 

Cenabı Allah demeyecek midir bebek katilleriyle ne işin vardı? Onlarla ne yapıyordun? Ne işler çeviriyorsun?

 

İlahi hesap gününde de çözüm istismarı mı yapacaksın. Barış masalları mı anlatacaksın.

 

ABD’ye giderken Başbakanlık hayaliyle gittin. Bari dönerken utancından Başbakanlık görevinden ayrıl.