ANTALYA’daki iki önemli sanat kurumumuz; ANTDOB ve ADSO bu hafta, Türk Ulusu’nun yüce önderi için, "Atatürk’ü Anma" temalı konserler gerçekleştirdiler. 10 Kasım akşamı ilk konser Antalya Devlet Opera ve Balesi Sahnesi’nde idi. Solistler belli, ancak programı son güne kadar bir türlü görememiştim. Bilet almak için girdiğim sitede ulaştım programa. Programı görünce de vazgeçtim, konsere gitmekten.

Program şöyle duyurulmuştu:

- G. Puccini / Tosca / "Vissi d’arte" / Gizem ŞENER

- G. Puccini / Tosca / "E lucevan le stelle" / Erdi Can AYBAŞ

- "Kırmızı Gülün Alı Var" / Gizem ŞENER

- "Kimseye Etmem Şikayet" / M. Burak PEKTAŞ

- "İzmir’in Kavakları" / Erdi Can AYBAŞ

- "Çalın Davulları" / Serap DEMİRHAN IŞIK

- "Fikrimin İnce Gülü" / Gizem ŞENER

- "Çökertme" / Erdi Can AYBAŞ

- "Efem" / Gizem ŞENER

- "Yemen Türküsü" / M.Burak PEKTAŞ

- "Bülbülüm Altın Kafeste" / Serap Demirhan IŞIK

- "Vardar Ovası" / Tüm Solistler

Peki, ANTDOB’un "Atatürk’ü Anma Konseri"ne gitmekten neden vazgeçtim?

https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/hasan-huseyin-dulun/antalya-operasi-atayi-nasil-andi/2392/

https://www.sanattanyansimalar.com/yazarlar/hasan-huseyin-dulun/antalya-atayi-nasil-andi/2635/

Peş peşe iki link ekledim ki, konuyu daha iyi anlatabileyim. 2020 ve 2021 yılı "Atatürk’ü Anma Konseri" içerikli bu yazılarımdaki ANTDOB programları incelendiğinde, bu yıl duyurulan programla, geçmişteki iki programın birebir aynı olduğu görülecektir. Solistlerden, seçilen eserlere kadar tamamı aynı. Bu durumu özensizlik olarak yorumlayıp, vazgeçtim bu yılki Atatürk’ü Anma Konseri’ne gitmekten. Çok mu zor, her yıl Atatürk için bir program hazırlamak, bilmiyorum?

Geçmiş yıllarda zaman zaman iki değerli sanat kurumumuz ANTDOB ve ADSO, Atatürk’ü Anma ve Cumhuriyet Bayramı konserlerini "ortak" düzenler, büyük ilgi görürdü. Son örnek, anımsayabildiğim kadarıyla, Ata’nın 81. ölüm yıl dönümünde, ANTDOB sahnesinde düzenlenen ve besteci/şef Tolga Taviş’in "Sensin Atatürk" adlı eserinin seslendirildiği konserdi. Bu yaratı, Mustafa Kemal Atatürk'ün altı erdemi; öğrenme tutkusu, özgüven, doğa sevgisi, değişime inanmak, takım ruhu ve insan sevgisini anlatıyordu.

* * *

"Atatürk’ü Anma" temalı ikinci konseri Antalya Devlet Senfoni Orkestrası gerçekleştirdi. Solist, Devlet Sanatçısı, piyanist Gülsin Onay, şef Oğuzhan Balcı idi. Başkemancı koltuğunda Efdal Tekergölü oturuyordu.

Konser, sürpriz bir eserle başladı. İlkin H.Purcell’ın "Dido’s Lament" adlı eserinin Oğuzhan Balcı düzenlemesini seslendirdi orkestra. Sonra değerli piyanistimiz Gülsin Onay geldi sahneye ve C.Saint Saens "2 No. Piyano Konçertosu"nu yorumladı. Bu konçerto 1868 yılında yazılmış. Büyük Rus piyanist Artur Rubinstein, Camille Saint-Saens ile bir konser vermek istiyor; orkestrayı kendisi yönetecek, C.Saint-Saens da solist olacak. Eser, işte bu konser için yazılmış. Ve o yılın 13 Mayıs’ında da Paris’te, Pleyel Salonu’nda konser gerçekleştiriliyor.

Üç bölümlü yaratı, Andante Sostenuto, Allegro Scherzando ve Presto başlıklarından oluşuyordu. Solist sanatçımız Gülsin Onay’ı piyano başında izler/dinlerken adeta hipnotize oluyor insan. Tınıları, tuşesi... Her şeyiyle farklı. Son bölümdeki piyano-orkestra atışmaları da enfesti. Konser sonrası dakikalarca ayakta alkışlanan Gülsin Onay, iki "bir daha" ile karşılık verdi sanatseverlere. Önce F. Chopin, Nocturne op.9 no.2 peşinden de Adnan Saygun prelüdler’den op.45 no 4 ve 12 yorumladı.

Aradan sonra orkestra, B.Smetana "Moldau" ve peşinden de şef/besteci Oğuzhan Balcı’nın "Bir Anadolu Hikayesi" seslendirildi. Balcı’nın bu eseri de çok beğenildi. Özellikle fantastik 3. bölüm benim de pek hoşuma gitti.

Konser sonunda, "bir daha" olarak günün anlam ve önemine uygun, dokunaklı "Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı"yla veda etti orkestra ve şef Oğuzhan Balcı. TRT’nin kayda aldığı bu konser, sanıyorum ileriki günlerde TRT-2’de yayınlanacak.

Önümüzdeki haftanın konukları, iki kıymetli kemancı kardeş; E.Emre Tamer ve Ebru Tamer ile çembaloda Yıldız Çiçek Sivri olacaklar. Sürpriz bir "Barok müzik repertuvarı" olduğu anlaşılan konserde, şef olarak yine E. Emre Tamer yer alacak.

Tamer kardeşler, bu haftaki konserlerini yaklaşık iki hafta önce kaybettikleri anneleri, Ankara Operası koristlerinden Tülay İlden’e adamışlar.

* * *

İki konu hakkında da kısa notlar yazmak istiyorum. Birisi, eserlerin bölüm aralarındaki alkışlar. Bu yıl her konserde broşür/kitapçık da var konser girişlerinde. Bilinmiyorsa bile, broşürlerde yazılı bütün bunlar; bölüm aralarında alkış olmaz. Antalyalı sanatseverler genellikle uydukları bu kuralı zaman zaman unutuyorlar, anımsatmak istedim.

Bir diğeri, orkestra adına konuk şef ve solistlere çiçek sunumu. Bir süre düzgün gidiyor, sonra yine başlıyor bu konuda da aksamalar. Çiçeği sunan görevli, çiçeği adeta konuğun üstüne atıp kaçıyor. Kendisine teşekkür edilmesine bile fırsat verilmiyor. Çok önemli olmasa da bir detay bu da...

Yazı ve Fotoğraflar: Hasan Hüseyin Dulun