Japon işverenden Sendika'ya: Borcumuz var, bu ücretleri veremeyiz!

Japon işverenden Sendika'ya: Borcumuz var, bu ücretleri veremeyiz!

Çankırı Yakınkent Organize Sanayii'nde faaliyet gösteren Sumitomo Rubber Ako - Lastik fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde yaşanan tıkanıklık nedeniyle yetkili sendika Petrol-İş tarafından 15 Haziran'da grev kararı alınmıştı.

Petrol-İş Sendikası Çankırı Şube Başkanı Halil İbrahim Topcu bugün bir basın toplantısı düzenledi. Başkan Topcu, Sumitomo Rubber Ako - Lastik fabrikasında 2 bin 100 çalışan adına yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde 'uzlaşma' sağlanamaması nedeniyle 12 Mayıs'ta açıkladıkları "15 Haziran tarihinde grev kararı"nda herhangi bir değişiklik olmadığını açıkladı.

Petrol-İş Sendikası Çankırı Şube Başkanı Topcu "Fabrikamızın kurulduğu günden bu yana biz Emekçiler olarak kaliteden ve kurallardan hiç taviz vermeden fedakarca çalıştık ürettik, Pandemi sürecinde dahi canımız pahasına tüm bulaş risklerini göze alarak canla başla hep çalıştık, ürettik bu günlerde bile üretmeye devam ediyoruz. 12 Mayıs'ta Grev kararımızı almamıza rağmen bu güne kadar üretimi bilerek ve isteyerek 10 dakika dahi durdurmadık ve Grev Lokavt  sürecine uygun hareket ettik." dedi. 

"BORCUMUZ VAR BU ÜCRETLERİ VEREMEYİZ"

Başkan Topcu, işverenin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde takındığı tavra ilişkin olarak da ilginç bir detay verdi. Topcu; "Şirketimiz ilk kurulduğu yıllarda kâra geçme ve kârdan pay verme yılı olarak 2017 yılını hedef göstermişti. Daha sonra bu hedef 2019 yılı olarak lanse edildi fakat 2022 yılına geldiğimizde görüyoruz ki şirketimiz hep aynı söylemle ilerlemekte ve bizlere 'borcumuz var bu ücretleri veremeyiz' diyorlar" dedi.

petrol-is-sendikasi-cankiri-sube-baskani-resim-05.jpg

Başkan Topcu'nun basın toplantısında yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:

"Sumitomo Rubber Ako Lastik Fabrikası ile Petrol-İş Sendikası arasında Ocak ayından beri devam eden Toplu İş Sözleşme sürecinde 5 ayı geride bırakmamıza rağmen  anlaşmaya varamadık.

Sumitomo ile sendikamız arasında yapmış olduğumuz 2. Toplu iş sözleşmemizdir. İlk sözleşmemizi  2020 Ocak başında imzalamıştık. Bu sözleşmemiz yeni örgütlendiğimiz bir fabrikada ilk olması hasebiyle 'kurucu' bir sözleşme idi. Şirketimizin de yatırım aşamasında olduğu ve büyümenin  devam ettiği bir zamandı.

Lastik fabrikası ile Sendikamız arasında yapmış olduğumuz bu ikinci sözleşmemizin 'onarıcı' bir sözleşme ve Sumitomo'ya özgü bir sözleşme olması ve ilk sözleşmede yarım kalan ya da uygulamada sıkıntı yaşadığımız maddeleri revize ederek, lastik işçisine yakışır bir ücret ve daha çalışılabilir bir ortam oluşturmak için Haziran 2021 tarihinde tüm çalışanlarımızla görüşüp öneri  ve taleplerini alarak bir sözleşme 'taslak çalışması' yaptık ve Aralık başında Sendika merkezimiz aracılığı ile şirketimize teslim edilerek sözleşme sürecimiz resmen başlamış ve 11 Ocak'ta ilk toplantımızı gerçekleştirerek süreç bu güne kadar gelmiştir.

Biz taslağımıza, Sözleşme başlangıç tarihi olarak 1 Ocak 2022 olarak belirledik ve belirlenecek yeni asgari ücret üzerine yüzde 48 zam talebinde bulunduk. Doğal olarak taslağımızı teslim ettiğimiz dönemde iyi bir zam oranı gibi olsa da asgari ücretin yükselmesi ile birlikte alım gücünün düşmesi ve gün geçtikçe daha da zamların artmasıyla alım gücünün iyiden iyiye erimesiyle asgari ücretin eskiye oranla çok daha aşağılarda kalması bizim çok fazla geri adım atmadan taleplerimizde ısrarcı olmamızı gerektirdi.

Üyelerimizin tamamına yakını yeni asgari ücretin altında ücret aldıklarından dolayı hepsi de asgari ücretli olarak çalışmaya başladılar ve belirlenen asgari ücret artışında AGİ ödemesi de kaldırıldığından asgari ücret seviyelerinde çalışan üyelerimizde ücret kaybıyla çalışmaya devam ettiler ve bugün gelinen noktada hala 2021 yılı başında aldıkları ücretle AGİ'siz çalışmaya devam etmekteler.

Asgari ücret zammı ile birlikte yılbaşından itibaren gıdadan akaryakıta, giyimden konut kiralarına yüzde 200-300'lere varan artışların yanında bizim talebimiz çok da sayılmayacak oranlarda kaldı.

Fabrikamızın kurulduğu günden bu yana biz emekçiler olarak kaliteden ve kurallardan hiç taviz vermeden fedakarca çalıştık ürettik. Pandemi sürecinde dahi canımız pahasına tüm bulaş risklerini göze alarak canla başla hep çalıştık, ürettik... Bu günlerde bile üretmeye devam ediyoruz.

12 Mayıs'ta grev kararımızı almamıza rağmen bu güne kadar üretimi bilerek ve isteyerek 10 dakika dahi durdurmadık ve grev-lokavt sürecine uygun hareket ettik.

Sadece bu süreçte fazla çalışma kuralları yasa gereği kişilerin muvafakatına bağlı olduğundan dolayı zaman zaman çalışanlarımız fazla çalışmaktan kaçınmışlardır. Şirketimize zarar verici hiçbir eylemimiz ve söylemimiz olmamıştır. Sadece legal bir şekilde pasif eylemlerimiz devam etmektedir.

Şirketimiz ilk kurulduğu yıllarda kâra geçme ve kârdan pay verme yılı olarak 2017 yılını hedef göstermişti, daha sonra bu hedef 2019 yılı olarak lanse edildi, fakat 2022 yılına geldiğimizde görüyoruz ki şirketimiz hep aynı söylemle ilerlemekte ve bizlere 'Borcumuz var bu ücretleri veremeyiz' diyorlar.

Büyük şirketlerin hiç borcu bitmez, hep yatırım yapmaya, borçlanarak büyümeye devam ederler. Buradan elde ettikleri kârlarla başka yerlerde yatırımlar kurmaya devam ederler ve süreç bu şekilde devam eder gider.

Burada 'fedakarlık' kelimesi tek taraflı çalışıyor ve hep 'feda' eden işçi kesimi kâr eden kapitalist sistem yani İşverenler oluyor. Sonuçta 'size iş veriyorlar, karnınız doyuyor daha ne istiyorsunuz?' gibi algı yaratılarak Anadolu insanını Çankırı'nın yaranlarını mecburiyetlere mahkum ederek, kaderi haline getirmeye çalışıyorlar.

1990'lı yılların başından beri Korgun sanayinde ve diğer yerlerde kurulan işletmelerde hep aynı mantıkla Çankırı'mızın yaranlarının emekleri sömürülmüştür. Devletin teşviklerinden faydalanarak, işçilik deneme sürelerini sonuna kadar kullanarak ve sürekli sirkülasyonlarla kârlarına kâr katarak çarklarını döndürmeye devam etmişlerdir.

Bunun sonucu olarak da daha iyi şartlarda yaşam koşulları elde etmek için büyük şehirlere göçler çoğalmıştır, emekçilerimiz gurbet kahrı çekme mecburiyetinde bırakılmışlardır.

Lastik işçisi de bugün için yaşadığı zorlukların ve soluduğu zehrin karşılığını alamamaktadır. Sendikanın yapacağı bu ve daha sonraki sözleşmelerle ve yan haklarla bir nebze olsun refah seviyesi yüksek, kalite bilinci yüksek bir işçi haline gelmesi gerekmektedir,

Çünkü Sumitomo şirketi, Dünya ölçeği üzerinde, kalite ve iş güvenlik standardıyla üretim yaptırırken neden ücret seviyesi çok aşağılarda olsun? Türkiye Lastik Fabrikaları ortalamasının da çok altında bir ücret politikası istenmekte hatta iş ortağımız ve aynı sektörde olan Petlas'ın bile çok altında ücret politikası gözetilmesi bizim Sendika olarak kabul edeceğimiz bir durum değildir.

O yüzden Çankırı halkının bazı gerçekleri görmesi, sendikanın ve lastik işçisinin bu haklı mücadelesinin yanında olması gerekiyor. Şu anda tüm üyelerimizin ücretleri asgari ücrettir. Öyle sağda solda dedikodu olarak dolaşan bir takım yüksek ücretler bizim üyelerimizin almış oldukları ücretler değildir,

300'e yakın Beyaz yaka olarak çalışanlar ve yöneticiler  bu ücretleri alıyorlardır, burada iş barışını bozan bir uygulamada yapılmış ve Beyaz yaka çalışanların ücretleri 1 Ocak 2022 itibariyle yüzde 40-50 arası artırılmıştır. Bunların tamamı da mevcut asgari ücretin üzerinde ücretleri olmasına rağmen bu artışlar yapılarak iyi seviyelere getirilmiş ve mutlu bir azınlık yaratılmıştır. Mutsuz çoğunluk olan 2 bin 100 kadar kapsam içi Sendika üyelerinin maaş zamları hala yapılmayarak 2021 yılı ücretlerinden çalıştırılmaya devam etmektedir.

Yılın ortasına gelindiği şu günlerde ekonomik kriz nedeniyle asgari ücretin tekrardan artışı konuşulmaya başlandığı bu dönemde bizim sendika olarak taleplerimizi karşılamadan bir sözleşme imzalamamıza olanak görünmemektedir,

Ondan dolayıdır ki, hep dediğimiz gibi Sendika olarak grev bizim için bir amaç değil araçtır. Taleplerimiz lastik işçisine yakışır derecede karşılanmadığı sürece 15 Haziran sabahı bu aracı kullanmaktan, greve çıkmaktan asla çekinmeyeceğimizi tekrar etmek istiyoruz.

Bu bir nankörlük değildir. Bu ekmek yediği kaba pislemek değildir. Bu fabrikayı kapattırmaya çalışmak da değildir. Tam tersine alın terinin karşılığını tam manasıyla alması, kendisini sadece ve sadece kaliteli bir lastik yapmak için şirketine bağlılığını artırma mücadelesidir.

Faturalarını ve kirasını nasıl ödeyeceğini ve ucuz ürün nereden alırım diye düşünen bir işçiden şirketine bağlılık ve aidiyet duygusu bekleyemezsiniz. Bu çalışandan kaliteli lastik üretmesini ve güvenli çalışmasını bekleyemezsiniz. Çalıştığı makinelerle ve üretimle ilgili iyileştirmeler de bekleyemezsiniz, çünkü düşünmesi gereken bir geçim derdi mecburiyeti var.

Nasıl ki şirketimiz politikası gereği, 'olması gerekeni olması gerektiği gibi yaptırmak' istiyorsa biz de Sendika olarak 'olması gereken ücretin olması gerektiği gibi verilmesi' için mücadele ediyoruz. Sonuna kadar da mücadele edeceğiz.

Tüm Çankırı halkından, siyasilerden, sivil toplum örgütlerinden ve krizi fırsata çeviren, ürünlerini her fırsatta yükseltmekten çekinmeyen esnafımızdan, malı bulmuş mağribi gibi ev kiralarını 2-3 bin tl seviyelerine çıkaran Hacı Gavvur tarzı ev sahiplerimizden, Sendikamızın ve lastik emekçisinin bu haklı mücadelesinin yanında olmasını bekliyoruz. Lastik işçisinin halini anlamasını istiyoruz. Özellikle ailelerimiz çalışanlarımızın yanında olalım, 'Aman işinden olursun. Greve falan katılma oğlum-eşim' demeyelim. Tam tersine oğlunun, eşinin bu haklı mücadelesinde yanında olmak ve destek olmak için, anlaşamadığımız takdirde 15 Haziran'da greve çıktığımız zaman grev alanında olmalarını istiyorum.

Ayrıca hemşerilerimizden, fabrikamızla yürütülen bu süreci 2017 yılı sonunda yaşanan ve hiç de hoş olmayan  eylemlerle karıştırmamalarını istirham ediyorum. O günlerde yaşanan olaylar, tamamen ortada bir yetkili Sendika ve yetkili bir sözleşme süreci olmadan, sözleşme masası olmadan Bakanlıkça yetkilendirilmeden usülsüz bir şekilde direk üretimi durdurmaya yönelik yapılan sabotaj eylemleridir.

Ücretler iyi seviyelere geldiği zaman tüm Çankırı kazanacaktır.

Emin olun ki İşveren bundan çok bir şey kaybetmeyecektir, sadece kârdan zarar edebilir ve şuna emin olun ki fabrikayı falan da kaldırıp bir yere götürmezler. Böyle boş lafları da kimse yapmasın. Devlet teşvikleri ile kurulan ve hâlâ teşviklerin devam ettiği bir yatırımı kimse kapatamaz, sökemez, bir yere taşıyamaz.

'Dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa' diyoruz ve tüm emekçilerin bu konuda birlikte hareket etmesi ve Sendikal birlikteliğe destek olmasını istiyoruz. Her çalışan tüm haklarının iyi olmasını istiyor fakat mücadele etmeye gelince destek olmuyor, direnç göstermiyor, çabuk pes ediyor ve Anadolu'nun bakir topraklarında düşüncesi fakir, talepleri fakir, direnişi fakir, kendisine biçilen kaderini kabullenmiş bir işçi kesimi ortaya çıkıyor... Bu böyle olmamalı...

Nasıl ki yaranlığa yakışır edebimizle adabımızla hakkaniyetli ve hilesiz çalışıyorsak hakkımız olanı da almasını bileceğiz. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa, nasıl birlikte olunması gerekiyorsa en iyi şekilde yapmalıyız. Unutmayalım ki; herkes cennete girmek ister fakat kimse ölmek istemiyor.

CENNETİN YOLU CEHENNEMİN SOKAĞINDAN GEÇER... SEN YANMAZSAN BEN YANMAZSAM NASIL ÇIKAR BU KARANLIKLAR AYDINLIĞA...

Daima haklı davamızda, mücadele edeceğiz, mücadele edeceğiz, Mücadele edeceğiz ve yılmayacağız...

“Allah'ın on pulunu, bekleye dursun on kul,
Bir kişiye tam dokuz pul, dokuz kişiye bir pul,
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,
Yaşasın kefenimin kefili kara borsa,,,

Tüm kamuoyuna, Çankırı halkına ve üreten çalışan alın teri döken tüm emekçilere, daha adil, daha yaşanabilir, refah seviyesi yüksek bir yaşam dileğim ile..."

Hanenizde huzur, kazancınızda bereket olsun, Hızır ata yoldaşınız olsun..."

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
25 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler