Kendi katliamlarına Fransız kalanlar

Utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan kalkıp birileri “siz vakti zamanında şunları şunları yaptınız” diye sizi “suçlamaya”, “eleştirmeye” ya da “kınamaya” kalkışır ise yapacağınız tek bir şey vardır: Dönüp onlara “bizi suçlamadan önce gidin kendi tarihinize, geçmişinize bakın, sonra başkalarını kınayın, eleştirin, suçlayın” demek...

Fakat bunu söylediğiniz insanlarda yüz olacak, ar damarı olacak, haysiyet olacak, ki, sizin ne demek istediğinizi anlayabilsinler. Anlamazlar, anlamazlıktan gelirler ya da anlamak istemezler. Çünkü hem ar damarları çatlamıştır hem de bir çıkarları söz konusudur.

Ülkelerindeki birkaç Ermeni oyunu almak adına, onların yalan ve iftiralarına kucak açmak ve işi resmiyete de dökerek en önemli kurumlarında “onaylattırmak” bu yüzsüz ve utanmazların bugüne kadar sık sık sergiledikleri tutumlardır. ABD’de her yıl Ermeni Soykırım Tasarısı’nın devreye sokulması gibi, her birkaç yılda bir Fransa’da da benzeri girişimleri görüyoruz. Ermeni lobileri bıkmadan usanmadan ve utanmadan bu tasarıyı bu ülkelerde gündeme getiriyorlar ve parlamenter kurumlarda resmileştirmek istiyorlar.

2006 yılında Fransa’da Parlamento alt kanadı, “Ermeni soykırımını inkâr” edenlere ceza öngören yasayı kabul etmişti. Bu yasa geçtiğimiz Mayıs ayında Senato tarafından reddedilmişti. Fakat, Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin girişimiyle bu yasa bu ayın 22’inde tekrar Fransız Parlamentosu’na gelecek ve görüşülecek. Muhtemeldir ki, bu tasarı yine Parlamento’dan geçecek ve Senato kararını bekleyecek.

Biz artık bu tür girişimlere ve ahlaksızlıklara alıştık. Her yıl şöyle ya da böyle, Ermenilere soykırım uyguladığımıza dair Batı ülkelerinde kamuoyu oluşturmaya matuf girişimler oluyor. Özellikle Ermeni lobiler bu konuda o ülkelerin liderleri ve temsil makamlarına yoğun baskılar uyguluyorlar ve kendi lehlerine kararlar çıkması için ellerinden geleni yapıyorlar.

Ermenilerin böyle bir girişimde bulunmasını ve beklentiler içinde olmasını hadi diyelim ki normal karşılayalım, bu onların meşrebine ve tıyniyetine uygun düşüyor; peki bu iftiracıların iftiralarına kanan, bu doğrultuda hareket eden bu ülkelere ne oluyor? Dertleri ne? Amiyane tabirle, onlara giren çıkan ne?

Amerika’nın vakti zamanında Kızılderililere ve Japonlara uyguladıkları soykırım girişimlerini zaten biliyoruz. Afrika’dan koparıp getirdikleri ve köle olarak kullandıkları siyah derili insanlara neler yaptıklarını ve onları ikinci sınıf insan olarak nasıl gördüklerini de biliyoruz.

Fransa’ya gelince.. Batı ülkeleri içindeki en acımasız soykırımcı ülkelerden biri olan Fransa’nın Cezayir’de nasıl 1 milyon Müslüman’ı katlettiklerini de biliyoruz. Birinci Dünya Savaşı sonra ülkemizin Güneydoğu bölgesine işgalci güç olarak gelip Gaziantep’te nasıl insanlarımıza kıydıklarını da unutmuş değiliz.

Tarihleri hep kan, şiddet, zulüm ve soykırım örnekleriyle dolu ülkelerin ve bilhassa Fransa’nın bugün kalkıp, 1915 yılında gerçekleşen tehcir olayını bir “soykırım”mış gibi göstermeye çalışan Ermenilerin oyuncağı haline gelmesi trajikomik bir garabettir…

Biz, tarihçilerimiz, uzmanlarımız ve diplomatlarımız aracılığıyla belki milyon kere bu olayın iç yüzünü, arka planını ve tarihi gerçekleri anlattık, anlatmaya da devam ediyoruz ama dediğimiz gibi, anlamıyorlar ve anlamak istemiyorlar… Biz onlara hep aynı soruyu soruyoruz: 1915’de bir tehcir olayı oldu. Bu tehcir sırasında her iki toplumdan da insanlar öldü. Peki, bu tehcir olayı niçin ortaya çıktı? Osmanlı yönetimi durup dururken mi bu kararı aldı? Asırlarca bizim topraklarımızda hür ve mes’ut şekilde yaşayan Ermenier ne oldu da Ruslarla birlik olup bizim ordumuzu arkadan vurdu, köylerimizi basıp vatandaşlarımızı katletti?

Bu soruları hep sorduk ama hiçbir zaman cevap alamadık. Çünkü onlar da biliyor ki, bu soruya tarihi gerçeklere uygun cevap verirlerse bütün iddia ve iftiraları çöpe gidecek.. Bu da işlerine gelmiyor…

Evet, Fransızlar bizim ortaya koyduğumuz tarihi gerçeklere Fransız kalmaya devam ediyorlar; ama Ermenilerin iftiralarına can ü gönülden sarılıyorlar… Fakat, bu yanlış bir tercih ve hatalı bir adım olarak onların aleyhine olacaktır. Çünkü Türkiye’yi kaybetmek, birkaç Ermeni oyunun getireceği faydanın aksine binlerce katı zararı beraberinde getirecektir. Şimdi karar onların… Türkiye’mi, yoksa, iftiralarıyla tarihi gerçekleri saptırmaya çalışan Ermeniler mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.