"Masalcı" Başkan!

2004 yılında yayınlamaya başladığım "Çankırı" dergisinin ilk sayısına konuşan Belediye Başkanı İrfan Dinç "Çankırı'nın üzerinde bir 'kara örtü' var! Bu örtü kaldırılmadığı sürece Çankırı'nın değişimi mümkün değil" demiş ve de ilave etmişti: "Ancak bu örtüyü kaldırmak için Çankırılı bir deli arıyor! O deli de benim" (!)

Düğün değil bayram değil bu da nereden çıktı, diye sormayın...

Tahmin edersiniz ki sadece 14 sayı çıkardığım "Çankırı" dergisinin reklamını şu günlerde yapmak niyetinde değilim!

Tatildi, düğün telaşıydı, oydu buydu derken Belediye Başkanı Dinç'in 2012 Eylül ayı başlarında Çankırı'da gerçekleşen bir toplantıda yaptığı konuşmanın değerlendirmesi bu yazıya kaldı da ondan!

Başkan Dinç "Bize düşen Çankırı'nın üzerine örtülen brandayı kaldırmak" (!) demiş. (Çankırı yerel basınından)

Haliyle zaman değişince (aradan 8 yıl geçince) şehri-emin'in elindeki 'kara örtü' dönüşmek zorunda kalmış "branda"ya (!)

Merakım "kara örtü"yü kaldırmak için aradan geçen 8 yıllık sürede "deli" aranırken (anlaşılan bulunamamış) "branda"yı kaldırmak için sakın ola bir 8 yıl daha "kamyoncu" aranmaması!

Sekiz yıl önce "O deli benim" diye karşımda duran Başkan Dinç'in yaptığı konuşmada bugün "O kamyoncu benim" demeye cesaret edememesi Çankırı'nın gerçek resmini fotoğraflamamıza yetiyor da artıyor bile!

İşte bugünkü Çankırı Belediyesi'nin fotoğrafı:

- Kendi kaynaklarından beslenebilmeyi öğrenmek istemeyen bir yönetim anlayışı.

- Yasa ve de kuralların işlemediği bir belediyeciliğin giderek yerleşmiş olması.

- Halkına karşı yönetimde şeffaf olmayan bir belediyecilik icraati.

- Geleceği değil günü kurtarma icraatinin mevcut yönetimle pekişmesi.

- Sahip olunan kaynakların israf edilmesi.

- Uygulanan projelere maliyet analizlerinin çok üzerinde bedel ödenmesi.

İşaret ettiğim konu başlıklarını bugünkü Çankırı Belediyesi yönetiminin icraatlerinde fazla zorlanmadan açığa çıkartmak, mevcut yasaların yetki verdiği kurum ve kuruluşlarca hiç de zor olmaz!

Lakin kimi kime şikayet edeceksiniz...

Derler ya "İt iti ısırmaz" (!)

İçinde bulunduğumuz durum tam da bunun karşılığı...

İt ite dalaşmıyor, dalaşmayınca da "ısırma" gerçekleşmiyor!

Hatta it iti görünce yolunu değiştiriyor!

Meydan da kurt'la kuzu'ya kalıyor!

Şöylece bir bakın çevrenize! Semizlenerek 'koyun' olabilmiş kuzu görebiliyor musunuz?!

Lakin hamuduyla götüre götüre 'çakal' olma yolunda mesafe almış sayısız 'kurt' görmekte hiç mi hiç zorlanmıyorsunuz!

Neymiş; "Bize düşen, Çankırı'nın üzerindeki brandayı kaldırmak" (!)

Benim bildiğim Çankırı'da ne 'kara örtü' kalkar, ne de 'branda' (!)

Maazallah bunun aksi olursa; 'kurtlar'ın ve de 'çakallar'ın gözleri (!) görünür.

Hangi kurt, hangi çakal ister ki gözü (!) görünsün?!

Bu arada Başkan Dinç'in de böylesi bir merakı olduğunu düşünmüyorum... Sekiz yıl 'kara örtü' dedi... Anlaşılan bir sekiz yıl da 'branda' ile işi kotarma düşüncesinde!

Hayvan terli! Yemezler...

Salak olabilirim ama "geri zekalı" değilim!!!

Hem de hiç değilim... 

Evde yokuz Başkan!!! Hiç de olmayacağız!!!

x x x

Sayın Belediye Başkanı ile ilgili bir not daha: Başkan Esentepe'ye gitmiş ve "Burası köy değil mahalle" şeklinde açıklama yapmış!

Doğru söze ne denir! Ancak;

- Esentepe mahallesinde onlarca 'kaçak inşaat' nasıl gerçekleştirildi ve de o binalarda bugün o binalar halen ayakta...

Biri çıkıp açıklayabilir mi Esentepe'de yıllardır kaçak olarak yapılan binaların sayısını?

Sahi siz verebilirmisiniz bu sorunun cevabını sayın Başkan? (Pardon, 'masalcı başkan')

x x x

6 Ekim Cumartesi günü; Oğlum Serkan Beki'nin düğün törenine zahmet ederek katılan, çiçek gönderen, telgraf çeken, telefonla kutlayan tüm Çankırılı dostlara samimi duygularımla teşekkür ederken, sizlere de bereketli bir hafta diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
5 Yorum