Eğer ortam müsait ise liderlerin ölümü ile başında bulundukları parti oy patlaması yaşayabiliyor. Bunun gerçekleşmesi için her şeyden önce partinin büyük bir siyasi tabanı olması lazım. Yani gerçekte büyük oy potansiyeli olup, çeşitli nedenlerle başka partilere oy veren seçmen kitlesinden söz ediyorum.

Rahmetli Alparslan Türkeş’in vefatı bütün ülkücüleri tek bir yumruk halinde MHP çatısı altında toplayıp nasıl hükümete taşıdıysa, bugün rahmetli Necmettin Erbakan’ın vefatı da aynı sinerjiyi yaratabilir.

Dikkat edilmesi gereken partinin başına elbette kendi camialarından olan fakat bütün seçmenlerin oy verebileceği, herkesi kucaklayabilecek, doğru mesajları yerinde ve zamanında verebilecek bir insanın geçmesidir.

Türk seçmeninin büyük bir kısmının “oy verecek parti bulamadığı” için oy kullanmadığı, başka bir kesiminin “AK Parti’den başka parti mi var” düşüncesiyle hareket ettiği düşünülürse, rahmetli Necmettin Erbakan’ın vefatı ile Saadet Partisi’nin iktidar alternatifi bir parti olduğunu söyleyebiliriz.

Tabi, bunun önümüzdeki günlerde Saadet Partisi’nin atacağı adımlara ve gelişmelere bağlı olduğunu ifade etmek şartıyla…

Saadet Partisi’nin elindeki bu fırsatı yerinde ve zamanında kararlar alarak gerektiği gibi değerlendirmesinin Türkiye’nin menfaatine olacağı kanaatindeyim.

Dilerim kısır çekişmelerden, “babamın partisi” tartışmalarından uzak durarak aklıselim içinde kendileri ve ülkeleri için doğrusunu yaparlar.