Üniversite-Siyaset çekişmesi!

Bazı konular vardır ki çok hassastır. O nedenle de kimse değinmek istemez. Haklıyı savunurken haksızın gazabına uğrarsınız. En iyisi konuyu görmemezlikten gelmektir. Bu da Çankırı'’ya yapılabilecek en büyük kötülüktür. Kötülüğü yapanlar şapkalarını önüne koysun bir değil bin defa düşünsünler, acaba doğru mu yapıyorum diye?
 
Yıllarca üniversite dedik, umutlandık, geleceğin değişeceğini düşündük. Üniversite isterken bile Çankırı’'nın geleceğini düşünmedik. Ne yurt yaptık ne konut sayısını çoğalttık. Hiçbir alt yapısı olmayan Çankırı kasabasına büyük uğraşılar sonucu en son sırada da olsa üniversite geldi.
 
Geldi de ne oldu?
 
Ev kiraları aç gözlü mal sahiplerince astronomik rakamlara çıkarıldı. Öğrencilere ev kiralayanlar çeşitli zorluklar çıkardılar. Özel kontrolsüz tarikat yurtları açıldı ve öğrenciler bu yurtlarda barınmaya mahkum edildiler, yönlendirildiler. Olumsuzlukları ortadan kaldıracak önlemler ne valilikçe ne de belediyece alındı. Hep ipe un serildi. Zar zor yapılan veya kapasite arttırılan resmi yurt dışında ek bir katkı olmadı. Öğrenciyi tatmin edecek sosyal mekanlar sayıca bir elin parmakları kadar bile olmadı.
 
Bütün bunlardan geleceği göremeyen, planlayamayan siyasiler, yerel yöneticiler, bunları uyarmayan medya, halk sorumludur.
 
Üniversitenin gelmemesi, 'kasabanın ahlakını bozar' yaygarası için fısıltı gazetesi aldı başını gitti.
 
Yerel basın, sosyal medyada üniversite konusunda haberlere pek rastlanmaz. Bir de bunlara siyasilerin üniversitenin iç işlerine, personel alımına, kadrolaşmasına ve günlük tasarruflara dahi müdahil olması utanç tablosudur. Siyasetçinin rektörü muhatap almaması ve yok sayması gibi absurd davranışlar da işin cabası.
 
Üniversitenin şu anda sekiz binin üzerinde öğrencisi var. Doğal olarak kampus bittiğinde bu rakamın artması bekleniyor. Artmaması için de hiçbir neden yok. Ancak, ‘’nato kafa nato mermer’’ görüşündeki yerel siyaset kendini sorgulamalı ve üniversiteye yaptığı artı ve eksilerin mizanını yapmalıdır. Bu mizan içinde neler var?
 
Üniversite-Siyaset ilişkileri arzu edilen düzeyde mi yoksa kavga ortamında, üniversiteyi kösteklemek veya geliştirmek yönünde mi?
 
Yerel yönetim olarak seçilmiş ve atanmışlar öğrencilerin sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kentsel anlamda neler yaptılar? Başta ulaşım, sosyal mekanlar oluşumu yönünden adım attılar mı? Yoksa Çankırı'’dan daha gelişmiş yerleşim yerlerinden gelen öğrenciler, Çankırı'’ya geldikleri için bin pişman mı?
 
Bunların yanında öğrencilere ne gibi kolaylıklar ve faydalanabilecekleri olanaklar sunuluyor? Özellikle Çankırı'’da yerel yönetimin öğrenciye bakış ve hizmet açısının şaşı olduğunu belirtmek isterim. Çeşitlilik yok, standart yok...
 
Gelelim üniversiteye: Öncelikle yeni bir üniversite. Fiziki ve kadro yönünden henüz oturmuş değil. Zaman içinde eksiklikler gideriliyor. Rektör elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Yönetimde bazı olumsuzluklar yaşandı ise de onları da düzenleme ve düzeltme yoluna gidiyor ve gerçekleştiriyor. Bütün bunlar görmemezlikten geliniyor. Bu durum da üniversiteyi olumsuz etkiliyor. Siyasinin eline verilen metni okuması, masal anlatması haber olurken, üniversitenin çalışmaları görmemezliğe geliniyor. Öne çıkarılmıyor.
 
Rektöre ulaşmanın siyasiye ulaşmadan çok daha kolay ve çabuk olduğunu belirtmem gerekiyor. Bazı veballer vardır ki çok ağırdır. Üniversiteyi yok sayamazsınız, köstekleyemez, gelişmesini engelleyemezsiniz. Bütün bunları yapıp, olumlu gelişmeleri 'ben yaptım' diyemezsiniz.
 
Üniversitenin gelişmesi yönünde, Üniversite-Siyaset ikilisinin sırt sırta vermeleri gerekiyor. Bu konuda politika olmaz, üniversite üzerinde baskı ve zorlama asla olmaz, olmamalıdır. Hizmet bir bütündür, hizmetten herkes eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir.
 
Siyasiler, yöneticiler ve üniversite için fırsat yaratmaya çalıştık. Umarım konu edilenler eteklerindeki taşları dökerler. Kamuoyu da bilgilendirilmiş olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
1 Yorum