Ve karşınızda Uçan Çankırı (!)

Ve karşınızda "Uçan Çankırı" (!)

Hayatı, yaşam felsefesi "Çankırı" üzerine kurulu bir adamın, böylesi bir yazıyı kaleme alması gayet normal... Okuyun siz de hak vereceksiniz...

Çankırı insanı, kendisini eleştirmeyi öylesine 12'den yapmıştır ki, "Çankırı'nın toprağından çömlek olmaz" (!) demiş, kestirip atmıştır. Hoş, bu sözü söyleyenin de Çankırılı olduğu yönünde ortada kesin delil yoktur ancak yine de her bir Çankırılı bu sözün kendi atasına ait olduğunu ifade etmekten kaçınmaz! Bugün için geçmişten günümüze gelen böylesine keskin bir tespitin ötesine ya da berisine bakmak yine Çankırılı'nın işi olsa gerektir!

İbrahim Zencirci, Sözcü18 yazı ailesinin ötesinde, Çankırı için son yıllarda kalemiyle önemli bir figür olma yolunda hayli mesafe alan bir isim...

Günümüzde hızla değişim yaşayan bir Çankırı'yı gözlemleme konusunda her ne kadar "yerleşmiş alışkanlıklar" gereği görülmese (ya da görmek istemesek) de, Çankırı, öyle ya da böyle, 70'li yılların Çankırı'sından hızla uzaklaşmakta...

Doğaldır ki Çankırılı da bu değişimden kendi üzerine düşen payı almakta hiç mi hiç tereddüt etmemekte!

Lafı fazla uzatmayalım ve ne demek istediğimizi, yine İbrahim Zencirci'nin cansaati.org sayfalarında yayımlanan son yazısına getirelim...

ÇARŞAMBA HAVAALANINDA BİR ÇANKIRILI... 
Evliya Çelebi gibi dilim dönmediği için şefaat dilerken, seyahat dilemiş olacağım ki geçen sene epeyce gezdim.
 
Malum son yıllarda uçak biletleri şehirlerarası otobüs bileti fiyatına yakın, o nedenle de seyahatlerimde genellikle hava yolunu tercih ettim.

Sadece Çankırı’ya giderken sıkıntı çekiyorum. Esenboğa’da in, karşı yoldan Ülker’in tarafına geçmek için “Duvara vurdum kazmayı Amman Alim…/” oynayan yaren ağalar gibi “protokol yolunu” hoplaya zıplaya aşmaya çalış, Ülker'in köşede lambanın altında bekle, gelen geçen arabaya otostop çek.

Çankırı otobüsleri artık “ördek” almıyormuş, duymuş muydunuz?

Eskiden öyle miydi? Kırk kişilik otobüste seksen kişi ile giderdik.
 
Hiç unutmam bir keresinde arka kapının eşiğindeyim, muavinle de usuldan, yavaştan iyicene ahbap olduk. Ahbaplıktan cesaret umarak su isteme gafletinde bulundum. “Ne o ağabey yağlı mı yidin” dedi. O gün bu gündür kimseden su istemedim.

Bu arada, milletvekili adaylarımızın dikkatine, kim seçim vaadinde Çankırı’ya havaalanı yaptıracağım derse oyum ona olacak, haberleri olsun, şimdiden.

Son zamanlardaki bu uçak seyahatlerimde bende başka bir hastalık başladı. Uçak isimlerine merak saldım.

Geçtiğimiz yıllarda www.cansaati.org da görmüştüm. Havaalanında çalışan bir hemşerimiz “Çankırı" uçağı ile fotoğraf çektirmişti. İşte o gün ahdetmiştim; o uçağı bulacaktım ve o hemşerimiz gibi ben de, ucunda Çankırı yazan uçakla fotoğraf çektirecektim. O gün bu gün ne zaman bir uçak görsem burnunun ucundaki yazıyı, ismini görmek için kafamı uzatırım.

Yazının devamını okumak için

http://www.cansaati.org/topluluk/forum_posts.asp?TID=3490&get=last#14219

HABERE YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
Önceki ve Sonraki Haberler