Yazı ve haberleriyle Çankırı gündemini belirlemede özel bir misyona sahip olan Sözcü18'in lokomotifi olarak yaklaşık 3 yıldır süren beraberliğimizde "bir hafta" da olsa tatil yap(a)madığımı bildiğinizi düşünüyorum!

Diyeceksiniz ki "Şimdi sırası mı?" !

Yaz günlerinin son demlerini yaşadığımız şu günler tam da benim tarzım... Ege ve Akdeniz sahilleri sakin... Deniz daha temiz... Sıcak daha az... Ve herşeyden önemlisi ortalık sakin mi sakin...

Anlayacağınız tam kafa dinleme zamanı...

Yarından itibaren "20 Eylül'e kadar bendenize müsaade" dedikten sonra gelelim gündemimize!

x x x

Çankırı Valisi Vahdettin Özcan, 7 Eylül Cuma günü, göreve geldiği günden bu yana valiliği döneminde yaptıklarını yani "icraatin içinden" programını düzenleyeceği bir basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşacak.

Ramazan ayı içerisinde yaptığımız görüşmede kendisine "Görevde bulunduğunuz bir yıllık süreyi başbaşa görüşerek özel bir haber yapmak istiyorum" şeklindeki talebim "uygun bulunmuş" ve kendilerinin tespit edeceği bir program dahilinde bunu gerçekleştirebileceğimiz belirtilmişti!

Sonrasında tekrar yaptığım görüşmede "Bayram sonrası için bir tarih vereceğim" diyerek konuyu uzatmış; gerekçe olarak da "Ramazan ayı yoğunluğu"na işaret etmişti!

Basın bürosundan gelen bir e-posta ile "bir yıllık değerlendirme"nin "basın toplantısı" şeklinde 7 Eylül 2012 Cuma günü gerçekleşeceği tarafıma bildirildi...

Basın toplantısına "mazeretim" nedeniyle katılmam mümkün değil... Ancak "özel" talebimin "aşamalı" olarak bir şekilde son şekle büründürülmüş olmasına (daha önce de tarafımdan ortaya atılan proje basın toplantısına dönüştürülmüştü) üzüldüğümü belirtmek ihtiyacı hissediyorum...

Yanılıyor olabilirim; ancak yaşanılan olaylar zincirine baktığımda Çankırı'da "olmayan medya" birileri tarafından zorlanarak "var imiş" havası yaratılmaya çalışıyor!

Tıpkı; kısır çiftlere "çocuk olur umuduyla" zoraki izdivaç yaptırılma seanslarına benzer uygulamalar ardı ardına sergileniyor!

Lakin yapılan bu operasyonlar sonucunda Çankırı'ya yakışan ve de olması gereken "basın kanalı" bir türlü gerçekleş(e)miyor!

Anadolu'daki deyim yerini buluyor: İsteksiz izdivaç'tan burunsuz bebe doğar!

x x x

Vahdettin Özcan'ın "bir yıllık Çankırı valiliği"ni değerlendirme ihtiyacı hissettiğimde; İlk günlerde hep beraber şişirdiğimiz "balon"un her geçen gün indiğini görmek şahsımı ziyadesiyle üzüyor!

Ancak; dün de gerçekleri dile getiren bendeniz, bugün için de "görünen köy"ü resmetmekten kaçınmamam gerektiğini çok iyi biliyorum!

Böylesine bir tespiti yaparken de öncelikli olarak sayın Özcan için üzülmediğimi söyleyemem!

Geçtiğimiz sürede Çankırı'nın "benzeştirme" özelliği Vahdettin Özcan adına da çok güzel çalıştı! Öylesine güzel çalıştı ki doğrusu ben bile şaşırdım!

Hele hele Vahdettin Özcan'ın değişimine!

Hoş; gelinen durumu çok da tuhaf karşılamıyorum... Sonuçta Özcan da "bürokrat" (!)

Onun da "yükselme" hayalleri var!

O da biliyor "rüzgarın" nereden estiğini! Ve esen rüzgara karşı durmanın gereksizliğini...

Bir "bürokrat" olarak çok da haklı... Ne gereği var ki "Rüzgara karşı işeme"nin (!)

Bir eksik bir fazla ne farkeder ki!

Merak etme sayın Valim; Ben senin yerine de işerim...

x x x

Vali Vahdettin Özcan ve 7 Eylül Cuma günü yapacağı basın toplantısından söz ettim ya!

Toplantıya katılmış olsaydım; iki sorum olacaktı Vali Özcan'a... Katılamayacağım toplantıda cevaplandırılması talebiyle İKİ sorumu bu sayfadan soruyorum:

- Sizden önceki vali (ismini zikretmeme gerek yok) tarafından Çankırı Merkez ve ilçelerini de içine alan ve kamuoyunda "alkol yasağı genelgesi" olarak adlandırılan genelgeyi iptal etmeyi düşünüyor musunuz? Düşünmüyorsanız, genelgenin devamı için sizin gerekçeniz nedir?

- Yıllar önce kapatılan ancak açılan davalarlarla birlikte yargının açılması yönünde verdiği karara karşın hala kapalı olan ÇANKIRI GENELEVİ'ni açmayı düşünüyor musunuz?

Bana müsaade... Sağlıcakla kalınız...