Cevap veriyorum!

"Neyin peşindesin Vedat Beki?!" başlıklı yazımla ortaya çıkan tartışmalara son noktayı koyma düşüncesiyle sorduğum soruya samimi olarak cevap veriyorum...

- İçine nasıl düştüğüme hala cevap bulamadığım Çankırı kazanından bir an önce çıkabilmenin hesaplarını yapıyorum.

İster inanın ister inanmayın ama durum aynen böyle.

Nasıl olur, kim yardım eder, elimden tutup beni kim kurtarır bu kazanın içerisinden bilmiyorum, lakin her geçen gün beni daha da diplere doğru çeken "Çankırı kazanı"nın cazibesi iyiden iyiye kayboldu...

Ben böylesi bir cümle yazdım ya, köşe başında bekleyen zıpçıktılar hemen balıklama dalarlar bu söylediklerime!

- Mamanın olmadığını gördün de kaçıyorsun!

Belki daha da ileriye giderler: Yükünü tuttun ufaktan torniston havalarındasın!

Ne yazarlarsa yazsınlar, ne derlerde desinler, zerre kadar umurumda değil...

Ancak; son bir aydır yaşanan gelişmeler, 12 Haziran sonrası yeşeren umutlarımın dibine kibrit suyu sıktı... Hem de öyle böyle değil!

Hani derler ya; "Sen de mi Britüs" ?!

Aynen o durumdayım...

Biraz önce Ak Parti İl Başkanlığından yarın yapılacak İl Kongresi ile ilgili Salim Çivcitcioğlu imzalı "dijital davet" aldım!

Ve bu davetle birlikte Ak Parti Çankırı İl Kongresini yerinde izleyeceğim...

Şimdiden söyleyeyim ki; Kongrenin sonucu ne olursa olsun, Çankırı'da siyasetin omurgasında sağlam bir kırılma olduğu apaçık!

Kongreyi kazanan Çivitcioğlu da olsa, Boz da olsa bu kırılma kolay kolay eski haline dönüş(e)mez...

Ve ortaya çıkacak yeni tablo; Çankırı'daki mevcut siyasi figürlerin bugünkü güçlerini de tartışılır hale getirir...

Yani...

İşte bu durum beni sıkıntıya sokuyor...

Hem de fazlasıyla...

Ve de yorulduğumu hissediyorum...

Çok mu çok...

Dostum diyor ki; "Yeni teşvik yasası eğitim yatırımları için cazip! İstersen Çankırı'da okul aç" (!)

Sözcü18'in okuldan farkı mı vardı sanki!

Yok yok! Ben okul mokul açamam! Hem nerede bende o para?!

Kendimi biraz spora versem mi diyorum bu yaştan sonra!

Bakarsınız faydası da olur! En azından biraz sırıtmaya başlayan göbeğimden kurtulurum...

Ne dersiniz!

Açık hava... Çiçekler... Böcekler... Koşturmalar... Terlemeler... Duş muş...

Hayli cazip geliyor!

En azından "Yılların birikmiş tortularını temizleyeceğiz" derken "kişisel egolarını tatmin edenlerin" ayak sesleri yerine kramponların kale direklerindeki seslerini duyarım!

Ve haykırırım: Gooooolll! Gooooooooollll! diye

Yenilirsek de üzülmem... "Nasıl olsa haftaya yeneriz" şeklinde cümleyi patlatıveririm aynadaki kirli sakallı cemalime!

Yarın günlerden Cumartesi... Kongre de Hasan Fehmi Gökşen Kapalı Spor Salonunda!

Tamam ya... Spor salonundaki kongreyi izledikten sonra eşofmanları giyip, koşu parkurundan start veriyorum yeni spor hayatıma...

"Yalnız kalmazsın" mı diyorsunuz!

Ne yani benimle birlikte siz de mi koşacaksınız?!

"Biz değil ama birileri sana eşlik eder" (!)

Desenize koşu parkurunda dahi bana rahat yok!

Aklıma su kaçırdınız azizim! İster misiniz 106 delegeyi silen(ler) parkurdaki çizgileri de kazımaya kalksın?

Var mı yanında faraş'ı olan?! 

Gün galiba fırça ile faraş'ın buluşma günü... Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
6 Yorum