Her şey güzel olacak...

Uzun zaman oldu bu köşeden seslenmeyeli!

'Neden?' derseniz inanın ortaya 'geçerli' bir mazeret sunamam!

Ben de bilmiyorum!

Galiba bu köşeye küstüm...

Yok yok... Bu köşeyi 'ihmal' ettim!

Hatta hatta çoğu zaman 'görmezden' geldim!

Ama büyük 'yanlış' yaptım!

Bunun farkındayım... Hem de fazlasıyla...

Umarım önümüzdeki süreçte içinde bulunduğum yanlıştan döner, okuyucu ile yeniden bu köşede dertleşir, sorunları masaya yatırır, çözüm yollarını birlikte ararız!

Arar mıyız?

Sesiniz çıkmıyor ama ben bu suskunluğunuzu 'evet' anlamında yorumluyor ve çizmeleri çekiyorum!

x x x

İrfan'ı da kaybettik!

Hem de kötü fena...

AKP'nin 15 yıllık yerel iktidarı 31 Mart'ta yer ile yeksan oldu!

Çankırı'da AKP'nin seçimi kaybetmesinin yankıları Genel Merkez'in duvarlarında adeta 8 şiddetinde deprem yarattı! Ortaya çıkan manzara ile birlikte ne 'donu düşük' İl Başkanı, ne Sürmeli Hacer ne de 'pornocu' Merkez İlçe Başkanı koltuklarında tutunabildiler!

Ankara'dan Baykuş Boğazını geçerek Çankırı'ya ulaşan 'tsunami' (!) AKP İl binasını adeta enkaza dönüştürdü!

Enkazın altında kalanlar bu günlerde ne yapıyorlardır, günlerini nasıl geçiriyorlardır bilemem lakin AKP'de İl Başkanlığı koltuğuna 'atama' ile oturan Av. Abdülkadir Çelik'in de partisinin yaşadığı tsunamiden fena etkilendiği görülmekte!

Nasıl mı?

Genel Merkez'in atama kararını yaptıktan sonra kendisine "15 gün sonra listeyi hazırlayıp gel!" demesine karşın aradan geçen yaklaşık 25 günlük sürede henüz yolun yarısına dahi gelememiş olduğunu görüyoruz!

AKP Çankırı'nın içinde bulunduğu mevcut durum insana ister istemez "neler oluyor ya hu?" dedirtiyor!

Gerçekten AKP Çankırı'da neler oluyor?

x x x

Bir kere şundan eminiz ki AKP Çankırı'da 'olumlu' işler cereyan etmiyor!

'Donu düşük' İl Başkanı'nın geçmişte sergilemiş olduğu başarılı icraatler (!) sonucu öncelikle Çankırı'da Kadın Kolları Başkanı bulmakta zorluğun zirvesinde AKP!

Teklif götürdükleri tüm isimler "Ben almayayım" (!) cevabını düşünmeden vermişler!

Rivayet o ki; Şu günlerde AKP'nin 'atanmış' il başkanı sorunu nasıl çözeceğini bilemediğinden kara kara düşüncelere dalmış durumda!

Kadın Kolları Başkanlığına isim bulamayan AKP'nin 30 kişilik İl Yönetim Kurulu'na isim bulmakta zorlanmayacağını düşünüyorsanız işte bunda da yanılıyorsunuz!

İşin özetini sunarsak; AKP Çankırı'da 'il yönetimi' ve de akabinde 'merkez ilçe yönetimi' oluşturmakta kuruluş günlerinden bu yana en sıkıntılı günlerini yaşıyor!

Ve bu duruma AKP'nin Çankırı dinazorları (!) da anlam veremiyor!

Aslında sorunun yanıtı çok basit!

AKP Çankırı'da 17 yıldır ektiklerinin karşılığını alıyor!

Hepsi bu...

x x x

Biraz da Çankırı STK'larından söz edelim!

Mesela; İstanbul'da Çankırı insanını temsil eden tepe STK konumundaki ÇANDEF'den!

Hani şu; Seçildiği gün kürsüden "Başkanlık koltuğunda oturduğum sürece bir yere aday olmayacağım" (!) diyerek ÇANDEF Başkanı seçilen, lakin 31 Mart öncesi "Beni belediye başkan aday adayı gösteriyorlar" diyerek sahneye çıkan, sonrasında belediye meclis üyeliği sırasında kendisini bulan zat-ı muhteremden söz edelim biraz da...

Bugün İstanbul'da Çankırı insanını temsil ettiğini iddia eden ÇANDEF'in Başkanlık koltuğunda AKP'den belediye meclis üyesi seçilen zat oturmakta!

Ve bu zat-ı muhterem de ÇANDEF'i AKP'nin arka bahçesine dönüştürme yolunda her türlü gayreti göstermekte!

Ne tuhaftır ki mevcut yönetim kurulu içerisinde bulunan ilçe birlik başkanlarından bir tanesi dahi "Yahu kardeşim sen ne yapıyorsun? ÇANDEF olarak nereye gidiyoruz?" diye sorgu-sual etmemekte!

Hal böyle olunca ÇANDEF'in başındaki zat-ı muhterem de dolu dizgin AKP sofralarının birinden kalkıp ötekine oturmakta!

Beyler!

31 Mart'ta ülke insanının sandıktan verdiği mesajı almış gibi görünmüyorsunuz!

Hele hele İstanbul'da yaşanan siyasi olayları ve seçim sonuçlarını, sahip olduğunuz bu kafalarla değerlendirmeye devam ederseniz 23 Haziran'dan sonra yaşadığınız şehirde Çankırılı'nın hangi zorluklarla karşılaşacağını da az-çok tahmin edersiniz!

Sizler sahip olduğunuz ÇANDEF'i böylesine kolay harcama yolunu seçmiş iseniz benim buralardan sizlere söyleyecek tek sözüm olmaz!

Ancaaaak;

Ben yine her zaman olduğu gibi topa gireyim ve tarihe not düşme adına şu cümle ile yazımı noktalayayım:

- Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz!

Buna rağmen bile bile 'karga'nın ardından gidenin de sofrasına 'peynir' konmaz!...

İnanıyorum ki #HerŞeyGüzelOlacak... Kalın sağlıcakla...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
1 Yorum