Merhaba yeni sezon ve MAK kararları

Yeşilin ve kahverenginin her tonu ile bezenmiş çayırlıkların, sazlıkların içinde birbirine nağmeler yapan bir çok çeşit kuşun ses ve görüntüsü adeta senfoni orkestrasının bir resitali gibi kulaklarımda çınlayınca aracımı Ilgaz Koçhisarı-Bala Devlet Avlağı kenarına park ediyorum. Ulu ağaçların altında geviş getiren ceylan ve karacalar, miktarlarının fazla olmasından dolayı besin zincirlerinin birinci halkasındaki (!) keneleri birbirlerinden kaçıran sülün, keklik, turaç ve bıldırcınlar, renk cümbüşü içerisinde havada raks eden kelebekler, devasa büyüklükteki çam ve meşeliklerin içinden akan buz gibi suları olan pınarlar, yelelerinin büyüklüklerine bakıp da utanmadan ikinci bir kez daha olur mu (!) diyerek dişilerinin gözlerine bakan her biri en az 350 kilo gelen şeker ile beslenen yaban domuzu azılıları, hoplaya zıplaya kaçışan yaban tavşanları.

Ellerinde renkli boya atan silahları, üzerlerinde safari gömlekleri, boyunlarında asılı dürbünleri, yanlarında memleketin en ünlü pamuk prenses kıyafetli “nambır van” (!) avcıları ellerinde kağıt kalem devlet avlağımızın içinde konuk edilen av hayvanlarının envanter çalışmalarını yapıyorlar. Dürbün ile gözlemlenen bıldırcınlar, tavşanlar, yaban domuzları, kınalı keklikler, sülünler, turaçlar, toylar, ceylanlar, karacalar ve buradan ismini sayamadığım daha yüzlercesi kaçmadıkları ve uçmadıklarından dolayı kolayca görevlinin elindeki boya atan tabanca ile markalanıp “nambır van” (!) avcılar tarafından miktar hanesine ekleniyor.

Müthiş bir gurur kaplıyor benliğimi, adrenalin seviyem öyle tavan yapıyor ki adeta beynim kafa tasımdan çıkıp fırlayacakmış gibi hissediyorum, aman allahım beynim çıkarsa maazallah beyincik veya omurilik soğanımla bedenimi kontrol etmem gerekebilir. Bu arada kargo şirketinin yeşile ve doğaya saygılı hibrit aracı da yanımızda durmaz mı.

Ankara’dan büyük şeften, şef markalayıcıya; devletimize olan vergi, harç, pul parası gibi görevlerini yerine getiren avcı camiamıza çok değer verdiklerinden, devlete karşı görevini harfiyen yerine getiren avcıların avlanabilmeleri için her türlü art niyetsiz fedakarlığı yaptıklarından ve doğaya bir çok katkıda bulunduklarından ötürü duvarlarına asmaları için başarı belgesi getirmiyor mu inanın ki göğsüm bir kez daha kabarıyor.

Başarı belgesini gören şef aşka gelip gelen kargo görevlisine anlatmaya başlıyor uçan, kaçan hayvanları saymalarının ne kadar zor olduğunu, avcıların bu kuşları vurmadıklarından dolayı kene popilasyonunda çok düşüş (!) olduğunu, amaçlarının ve görevlerinin en başında avcılara yardımcı olmak ve avcılarla birlikte çalışmak olduğunu ancak buna avcıların yanaşmadığını, avcıların dertlerini ve isteklerini sürekli dinlemek ve yasal çözümler üretmek istediklerini…

Birden büyük bir sarsıntı ile irkiliyorum bütün bedenim sular içinde kalıyor ve "günaydın" sesi ile ter içinde uyanıyorum. Anlaşılan olmayacak yerlerim açıkta kalmış bu gece kafamı da komidine vurmam cabası oluyor…

Nihayet beklenen Merkez Av Komisyonu toplantısı 18 Mayıs 2010 tarihinde yapılarak
26 Mayıs 2010 Çarşamba günü Resmi Gazetede Karar No: 9 ve Sayı 27592 olarak yayımlandı. Her ne kadar hayırlı gibi gözükmese de adettendir tüm avcı camiasına hayırlı olsun diyelim.

Komisyon toplantısında söz alan yetkili, "ülke genelinde kınalı kekliği yasaklayalım" diyor diğerleri "hayır" diyor ve kınalı keklik ülkemizde açık, Çankırı'da elbette ki "yasak" tabi. Bir diğeri "yaban ördek miktarı 4 adette kalsın" diyor diğerleri koro halinde "olmaaaz 6 olsun" diyor, Çankırı'da ördek avlanan yerler bu sene ava kapalı sadece boklu Acı Çayın bir kısmı açık, mideniz alırsa avlanın. Bıldırcın ve Üveyik avı ise 4 güne çıkartılıyor tebrikler, herkes ekmeğinin derdine düşmüş cumartesi bile çalışıyor ki hafta içinde salı çarşamba nasıl izin alıp ava gidebilsin. Ha unutmadan "dini bayramlarda avlanmak yok artık" deniliyor, iyi de arkadaş milletin bayram mı yaptığı var, bayram tatillerinde tatil beldelerindeki oteller tam kapasite çalışıyor tatile gidemeyen avcı bırakın da bari avlakta yürüyerek ailesini tatile götürememenin sinirini ve ezikliğini çıkartsın. Ama doğru dini günlerde avlanmak günah (!) değil mi? Zaten memlekette eksen kayması da yok, günah (!) hem de çok günah (!) dini bayramda av mı olurmuş (!).

KINALI KEKLİK AVI ÇANKIRI'DA YASAK!
“Ben daha önce söylemiştim” ifadesini çok çirkin olduğunu biliyorum ama; “biten av sezonu ardından” adlı yazımda “Anlamakta güçlük çektiğim şey, keklik salımı yaptığınız bölgelerde keklik avının belli bir süre yasaklamanızın normal olmasına karşın, keklik salımı yapılmayan bölgelerde neden keklik avı yasağı koyduğunuz. 2009-2010 senesindeki keklik av yasağını hadi anladık diyelim ancak 2010-2011 av sezonu için de yine salım yapılmayan bölgelerde dahil olmak üzere il genelinde keklik avı yasağı olacağı kulağımıza gelmekte. Geçen sezon Çankırı’ya komşu illerin keklik avı yasağı uygulamadıklarını fakat bu sezon komşu illerin tamamen keklik avını yasaklayacaklarını şayet bu sezon Çankırı açılırsa avlaklarda büyük bir keklik avı baskısı olacağı mazeretine sığınıyormuşsunuz.” diyerek bu sezon yasak koymayın bari ricası ile yetkililere seslenmiştim.

Maalesef özellikle bu konuda yanılmayı çok isterdim ama doğruymuş. Kınalı keklik 2010-2011 sezonunda Çankırı genelinde yine yasak, hayırlı olsun. Yalnız sığınılan bahane doğru çıkmadı nasıl mı; ilimiz komşularından Kastamonu, Çorum, Kırıkkale, Ankara, Bolu, Karabük illeri içinde sadece toplam nüfusları 584.829 kişi olan Kastamonu ve Karabük kınalı keklik avını yasakladılar. Geriye kalan ve toplamda 5.567.235 nüfusa sahip dört ilimiz avcısına böyle bir yasak koymadı. Yani siz bürokratlar biz avcılara yalan söylediniz. Eğer ki bürokrasi halkına yalan söylerse...  Gerisini ifade etmek istemiyorum. Ha bu arada bir de alınan bu karara şapka çıkartanlar var ki onları hiç konuşmayacağım, zira neden şapka çıkardıklarını konuşursam...

Sorarım buradan bu yasak ısrarcılığınız neden? Yıllarca Çankırı hiç kınalı keklik avına açılmayacak mı? Mutlaka bir gün açılacak nasıl olsa o zaman, Çankırı senelerdir yasaklı bölge acayip kınalı keklik fazlalığı oluştu düşüncesi ile avlaklar cehenneme dönecek farkında değil misiniz. O zaman bu şehrin kaldırımlarında yürürken biz avcı camiasının yüzüne bakıp nasıl selam verecekseniz ya da selam alacaksınız? Merakımı maruz görün ama bunu merak etmiyorum desem yalan olur doğrusu.

YENİ BİR İZİN BELGESİ VE AVCI İÇİN YENİ BİR BEDEL!
Av sezonu 2010-2011 avlanma döneminde kapanış olarak bir hafta uzatılmış. Teşekkür ederiz de peki İç Anadolu avcısından gasp edilen 1. grup kuşlardan bıldırcın ve üveyik avını iki hafta, 2. grup kuşlardan olan kınalı keklik avını üç hafta ve yine 1.grup memelilerde tavşan avını üç hafta geç başlatmanız iki hafta geç bitirmeniz ne olacak? Mehteran hesabı iki ileri bir geri. Yeni aldatma trendiniz bu mu avcıdan üç hafta al, avcıya iki hafta ver. Yetkililer Çankırı meralarını iklim olarak Konya ovası ile mukayese ediyorlar sanırım. Bakın iyi dinleyin Büyük Devletimizin sadece bir bölümünü oluşturan brokrasi kesimi halkı aldatamaz böyle bir hakkı da olamaz.

MAK kararlarında onca yatırılan vergi, harç, avlanma pulu parasına karşın bir de “…….. avlağında avlanma izin belgesi” adı altında bir belgeyi devlet avlağı adı altında avcı camiasının literatürüne eklediniz. Sanırım adı geçen belgenin de bir bedeli olacaktır. Zira biz avcılar nasıl olsa gelir kapınız durumundayız. Yahu siz benim için, avcı camiası için ne yaptınız da benden bunun karşılığında bir bedel talep edebiliyorsunuz? Davul zurna ve parendeler eşliğinde doğaya saldığınız hayvancıkları iş yaptım diye görüyorsanız merak etmeyiniz zaman yasakları ile işi olmayan köylümüzün sofrasındaki yerini alalı çok oluyor o masum hayvancıklar. Yok o hayvancıkları benim ödediğim avlanma pulları karşılığında bırakıyorsanız ki öyle olmalı zaten iyi de o zaman hala kınalı keklik avını neden açmıyorsunuz insaf artık. Salımdan sonra geçmesi gereken 4 yıllık süre anlaşılan hiç bitmeyecek ve doğal olarak yasaklardan salım yapılmayan bölgelerde nasibini alacak.

AVLAKLARDA UÇANI VE KAÇANI SAYMIŞLAR!
Güzide şehrimiz Çankırı City’de devlet avlağı olmadan olur mu? Aksi taktirde duvardaki belgenin hükmü kalmaz. Belgenin hakkını vermek lazım değil mi? Avcıyı sıkarak avcıya eziyet ederek. Hem de sayımını yaptığınızı ifade ettiğiniz ve devlet avlağı statüsüne soktuğunuz Koçhisarı-Bala avlağı için. Yanılmıyorsam günlerce saydığınız kotalarınız yaban domuzu 64, tilki 24, tavşan 300, kınalı keklik 80, bıldırcın 80, tahtalı 150 adet olarak oluşuyor. Sizleri Çankırılı bir avcı olarak tebrik ediyorum ve saygı ile şapkamı çıkartarak selamlıyorum. Uçan kaçan hayvanları hem de içlerinde göç hayvanı olan bıldırcın da olmak üzere tek tek sayıp envanter çalışmasını yaptığınızdan dolayı. Darısı diğer avlaklarımızın ve de yeni ilan edeceğiniz devlet avlaklarının başına. Unutmadan ekleyeyim umarım birinci gün kota bitmez yoksa ikinci gün avlak kapatılacak bu da resmi internet sitenizde ve av dernekleri vasıtası ile duyurulacak değil mi? Zaten bizim köydeki santral otomatik olduğundan ve bütün herkesin evinde internet bağlantılı birer de dizüstü bilgisayar olduğundan kısa sürede köylüm avcı Veli dayımın haberi olacaktır. Zaten köyümün ve İç Anadolu’nun zenginliği ile hep öğünmüşümdür artık masa üstü bilgisayarı aştılar mini diz üstü bilgisayar kullanıyorlar.

Çağa ve teknolojiye ayak uydurmuş avcı camiamızın çok uzun olan Resmi Gazetede yayınlanan MAK kararlarını harfiyen takip ettiklerini (!) bildiğimden dolayı daha fazla sizleri meşgul etmek istemiyorum. Yeni av sezonunun hepimize ve duvardaki belgeye hayırlı olmasını diliyor, duvardaki belge miktarının önümüzdeki dönemlerde de bu kısır döngü ve yasakçı zihniyet devam ettiği müddetçe artacağını tahmin ediyorum.

Bütün av ve doğa severlere rast gelsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.