Başhekimi Allah'a değil, Bakan'a havale ediyorum!

Geride bıraktığımız haftayı yine Çankırı gündemine imza koyan haber(ler)le tamamladık. Şüphesiz ki Çankırı Devlet Hastanesi ile ilgili olarak yayımladığımız görüntüler uzun süre hafızalardan silinecek türden değildi.

Her zaman olduğu gibi yine gerek Sözcü18 gerekse, haberin oluşmasında büyük katkı sağlayan ve görüntüleri kayıt altına alan isim üzerinden yapılan "kısır değerlendirmeler" yöneticiler adına hiç de şaşırtıcı olmadı!

Yine işin kolayına kaçıldı! Yine demogojiye dönük söylemler ifade edildi! Ve bildik tavırlar sergilendi!

Görmezlikten gelme!

Sakın ola bu duruma aldanarak gerek şahsımın gerekse Çankırı ile ilgili kafa yoran insanların yılgınlığa sığınma arzusu içerisinde olduğu hissiyatına kapılmayın!

Şunu unutmayın ki gün sayan ben değilim! 21 Haziran'ı iple çeken yine ben ve bizler değiliz!

Şundan emin olunuz ki "Ben ne ettim de Çankırı'ya düştüm" (!) serzenişinde bulunan Şerif Taytıs'tan başkası değil.

Kendisini Isparta'dan Çankırı'ya atanmasını sağlayanlara ilk gün ne kadar öfkeliyse, buradaki görev süresince bizim sayfalarımızda ismi geçen haberlerlerin her birine ondan kat be kat daha fazla öfkeli! Yılgın! Biçare!

Gündeme adeta "bomba" gibi düşen Çankırı Devlet Hastanesi'nin içler acısı görüntüleri sonrasında da takındığı tavır, bu "biçareliğinin" göstergesi!

"Ben devletin valisi değil, hükümetin valisiyim" (!) şeklinde kendisini sınıflandıran bir şahsiyetin, böylesi görüntüler sonrasına ne yapması gerekiyorsa onu başarıyla yerine getirdi!

Görüntülerin sayfalarımızda yer almasından yaklaşık 48 saat sonra Çankırı Devlet Hastanesine uğradı! Oysa, çok değil daha 24 saat önce aynı hastanede Başhekim makamında, bilgisayara bakarak "çöp kamyonunun" nasıl çalıştığını öğrenme gayretindeydi!

Hani inşaattan anlayan, demirin nasıl bağlanacağını ustasına gösteren, Ilgaz - İndağı karayolunda 4.7 milyon tl'nin toza dumana karışmasını büyük bir başarıyla yerine getiren, makam aracında giderken siyah camın ardından, kaldırımda sigara içen öğrenciyi görüp aracından inerek iki tokat atan, hatta hatta dozer operatörünü tokatladıktan sonra "bu bildiğin tokat değil, devletin tokadı" (!) diye savunmaya geçen, "çakma" değil "gerçek" Çankırılı, usta taşokeyci Şemsettin Uzun, çöp kamyonunun nasıl çalıştığını bilmiyormuş da, bizlerin haberi yokmuş!

Bütün bunların üzerine, Çankırı Devlet Hastanesi ziyareti sonrası "tek kelime" etmeyen (ettiyse de en fazla först leydi'ye etmiştir) Vali Uzun, öncesinde de İl Sağlık Müdürünü makamına çağırarak büyük bir olasılıkla "Böylesi görüntülerin basına sızmasına nasıl engel olamıyorsunuz?" sorusunu gündeme getirmiş olabilir!

Bugünlerde, "Çankırı Devlet Hastanesinde refakatçıların cep telefonu ile gecelemesi yasaktır" (!) diye bir uygulama başlarsa, sakın ola şaşırmayın! Buna da hazırlıklı olmanızı salık veririm.

Tüm bu yaşanılanları bir araya getirdiğimde, Çankırı'da hakim olan acziyetin, iş görmezliğin, "ben yaptım oldu" zihniyetinin hangi boyutlarda yaşandığını bir kez daha (hem de somut görüntülere dayanarak) görmüş olmanın üzüntüsünü yaşadım!

Hele hele Başhekim Dr. Fatih Esat Topal'ın görüntülerin yayımlanmasından yaklaşık iki saat sonra düşüncelerini "Sizi Allah'a havale ediyorum" (!) şeklinde noktalaması karşısında tutulan dilimin, bu satırlarda "Ben de seni Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a havale ediyorum" şeklinde çözülmesiyle "devre arası" yaptığımı ifade edeyim.

Çankırı Devlet Hastanesi'nde yaşanılan rezaletin tamamen "yönetim" zekasının ürünü olduğu su götürmez! Başta Başhekim olmak üzere her bir sorumlunun görevlerinden el çektirilerek yeni bir yönetim oluşması ve bu oluşumla birlikte halen çalışan personel dahil her bir görevlinin "davranış ve görev bilinci" eğitiminden kursa tabi tutulmasını üzerine basa basa ifade ediyorum...

Son olarak da, önümüzdeki günlerde hizmete girecek olan yeni Devlet Hastanesi'nin de benzer görüntülere sahne olmaması açısından bu uyarımın dikkate alınmasını başta Sağlık Bakanı Recep Akdağ olmak üzere, Bakanlığın ilgili birimlerine "acil" kodu altında iletiyorum.

*  *  *

Haberle ilgili olarak tamamen hastane yönetimini ve de Başhekim Fatih Esat Topal'ı koruma ve kollama görevini yerine getirme adına "yorum tetikçiliği" yapanlara da bir çift sözüm var!

- Yorum sahibi olarak "Çankırı" adını kullanan mahlas isimler kullanacağınıza, açık ve net olarak adınızı - soyadınızı yazınız da, hem Çankırı insanı sizin kim olduğunuzu bilsin hem de ifade ettiğiniz cümleleriniz inandırıcı olsun!

*  *  *

Çankırı Devlet Hastanesi ile ile ilgili iki farklı haberimiz daha var... Haber servisimiz yoğun bir şekilde bu iki haber üzerinde mesai harcamakta. Yeni hastane hizmete girinceye kadar bu haberleri kamuoyuna sunacağız.

Bununla birlikte bir özel haberimiz de Valilik makamında olan bitenlerle ilgili... Hazırladığımız haber Valilik binasında 7.8 şiddetinde bir depreme neden olabilir diyerek sözlerimi tamamlayayım.

Dermişim ama tamamlayamıyorum! Neden mi?

Üniversite Rektörü Savaş ve yönettiği üniversite ile ilgili iddiaları gündeme getiren biziz! Ancak yemeği yiyen ve "bilgilendirilen" ne hikmetse matbaacılar! Doğal olarak parayı kazanan da restorant sahibi!

Ben ve İbrahim Zencirci, her zaman olduğu gibi yine çırak çıktık!

Mutlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
3 Yorum