23. Dönem Çankırı milletvekili olarak TBMM'de bulunan Ahmet Bukan parti içi gelişmelerle birlikte ülke ve yerel gündemi değerlendiren açıklamalarda bulundu.

Ahmet Bukan "Yaklaşan İl kongremizin demokrasi şöleni içerisine geçeceğinin işaretlerini alıyoruz. Bugün için iki adayımız var. Bunlar sevindirici gelişmeler. Gönül ister ki aday sayısının daha da artması" dedi. Bukan'ın, Genel Yayın Yönetmenimiz Vedat Beki'ye yaptığı değerlendirmeler başlıklar halinde şöyle:

"BENİM BİR OYUM VAR. ONU DA GİDER KULLANIRIM"

- 17 Mart tarihinde yapılacak il kongremizin demokrasi şöleni içerisinde geçeceği şimdiden görülüyor. Gönlüm başkanlık yarışına çıkan aday sayısının daha da artması.

- Her delege gibi benim de bir oyum var. Sandığa gidip onu kullanırım. Delegenin işaretimi bekleme gibi bir lüksü olmasın.

- Genel Merkez, seçim sonrası görevden alacağı bir başkan adayına bugünden yol vermez. Çankırı MHP tabanında böylesi söylentiler var ise bunların mesnetsiz ve dayanaksız olduğunu söyleyebilirim.

BELEDİYENİN DIŞ CEPHESİNİN ONARIMI
PROJE OLUYORSA, DİYECEK SÖZÜM YOK

- Çankırı Belediye Başkanının '18 ayda 18 proje' açıklamalarını tebessümle takip ediyorum. Eğer bir ilde avuç içi kadar sinemanın açılışına bakan getiriliyorsa, AKP'liler tuvalet açılışına dahi bakan getirebilir. Bunun dışında Belediye başkanının son açıklamaları insanda tebessüm yaratacak türden! Belediye binasının dış cephesinin onarımı dahi 'belediye projesi' olarak kamuoyuna anlatılıyor. Takdir Çankırı halkının.

ÖZELLİKLE SEÇİLMİŞLER DİK  DURAMIYORSA
SÖYLENECEK SÖZ YOK

- MHP'den istifa eden belediye meclis üyesi arkadaşımızla ilgili ne söyleyebilirim ki! Özellikle seçilmiş insanların her türlü vaat ve baskılara karşı dik durmaları gerekir. Belediye başkanlarının 'oğlunu işe alacağım, kızını şuraya yerleştireceğim' şeklindeki tekliflerine sadece Çankırı'da değil tüm ülkede yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Geçmişte belediye başkanları da partimizden istifa ederek AKP'ye geçtiler! Kendilerine verilen hangi sözler yerine getirildi, gidip onlara sormak lazım. Yaşanılan durum biraz da kişilik ile ilgili. Bu arkadaşlarımızın kendilerinde de sorun olduğu görülüyor.

TÜSİAD BAŞKANI DÜŞÜNCESİNİ SÖYLEYEMEYECEKSE!

- Son birkaç gündür yaşadıklarımıza bakınca ülkenin hangi baskılar ile karşı karşıya kaldığını çok daha iyi gözlemliyoruz. TÜSİAD Başkanına AKP Grup Başkanvekili "Ringe çıkıyorsan yumruğa hazır olmalısın" diyebiliyor. Bu nasıl bir söylem? Hükümetin icraatleri konusunda TÜSİAD Başkanı ya da üyeleri konuşamayacaksa, ya da konuştuğunda böylesi bir azarla karşılaşacaksa sokaktaki insanımız ve gazetecimiz eleştirisini hangi şartlarda nasıl yerine getirsin?