“Çakma Şerif Taytıs” ve Taş Okey Turnuvası (!)

İnsanoğlu “görmek istemediğini” gözüne soksanız da görmez! Duymak istemediğini de yine ne yapar eder duymaz!

Böylesi davranışlar bazı “iki ayaklılar” için genetiktir! Neden derseniz, zeytin çekirdeği kadar olmayan beyinleriyle “başarıya giden yolu” bu tür hareketlerle zenginleştirerek hedefe doğru yürüdükleri zannına kapılmakta ve bu yolda hızla ilerlemektedirler.

Hoş, bu durumun kaynağında sözüm ona “atasözü” hikmetinin de bulunmadığını düşünmeyiniz! Demişler ya, “Köprüden geçmek istiyorsan, duyduğunu duymadım, gördüğünü görmedim diyeceksin” (!)

Bu “atasözü” olsa olsa yahudiye aittir! Varlığı “mertlik” üzerine olan Türk’ün böyle bir atasözü olmaz!

Biz yine fazla dolanmadan gelelim sadede! Bildiğiniz gibi geçtiğimiz haftayı Çankırı Valisi Şemsettin Uzun’un şahsım ve bana göre Çankırı’nın medar-ı iftiharı İbrahim Zencirci ile ilgili söyledikleriyle tamamlamak zorunda kaldık.

Her türlü “yeteneği” kendinden menkul sayan Sayın Vali, daha doğrusu “Çakma Şerif Taytıs” (!) “Çankırı bizim. Çankırı’ya hizmeti biz yapıp biz üreteceğiz. Sizler birlik ve beraberlik içinde olun, Çankırı’yı Çankırı’da yaşayan sizler kurtaracaksınız. Çankırı’ya gelişimden bu tarafa icraatlarım ve şahsım hakkında bir sürü yazı yazıldı. İnceledim Çankırı’da yaşayan insanlardan olmayan kişilerin Çankırı’ya hizmet verenlerin şevkini kıran yazılar, uydurma yazılar olduğu kanaatine vardım” şeklinde inciler döktürmüş!

Karşımızda etiyle buduyla canlı ve kanlı bir “Şerif Taytıs” modeli belirmiş durumda! Ancak her zaman olduğu gibi yine "çakma"sı!

Yeni kuşak bilmez ama 50-60 yılı doğumlular çok iyi bilirler; Televizyonun tek kanallı olduğu dönemde bir Flamingo Yolu dizisi vardı ekranda! Ve bu dizide rol alan kasabanın şerifi, yani “Şerif Taytıs” vardı!

Karşımızdaki vali prototipi aynen bu rolde! Yani “Şerif Taytıs” rolünde bir Çankırı Valisi ile bizler ister istemez böylesi durumları yaşıyoruz!

Çankırı Valisi Şemsettin Uzun, “kasabanın şerifi” olduğunun farkında!

Tıpkı Şerif Taytıs gibi, “genetik olarak” kasabaya dışarıdan giren yabancının bölgede 3 günden fazla kalmasını istemiyor!

Neden derseniz; tıpkı Şahin Tepesinde olduğu gibi kasabadaki “düzenin” bozulması ihtimalini sürekli olarak benliğinde yaşıyor!

Kolay mı; okey oynayacak 3 kişi bulmuş! Ve “okeyci zevatın” da, Çankırı’nın kabuğunu yırtması yolunda “önemli adamlar” olduğunu düşünüyor!

Vah ki ne vah!

Şimdi gel de, İbrahim Zencirci’nin “… bu günlerde küfürbaz olan bu kuşlar, oysa her daim dalkavuktular ve cemaziyelevveleri bizce malumdur.” sözlerine takılma!

Güç Birliği Platformu kurulmuş ya; Başında da Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı varmış ya!

Bak sen şu işe ya! Kasabanın şerifi, yani “Çakma Şerif Taytıs”ı kimlere bel bağlamış?

Bilmem ne platformu başkanı zat-ı muhterem, ya da “kendisini başkan zanneden o zat-ı muhteremi” senin beğenmediğin “eli çantalı” ve de “Çankırılı olmayan uzun saçlı”sı oturttu o koltuğa!

Hoş bu durumdan haberin yoksa, o zaman aç arşivleri de oku! Hem de satır satır!

Gerçi o günlerde de “Valilik” koltuğunda oturuyordun ama; daha Çankırı’da olup olmadığını anlayamamıştın zannımca! Neden dersen, durum vaziyet öyle gösteriyor!

Yoksa, “unutkanlık” hastalığı mı başladı zat-ı şahanelerinizde! Şayet böyle bir hastalığa yakalandıysanız şahsen üzülürüm!

Gerçi, böylesi hafıza kayıplarının altında “fazla şeker” belirtisi de olabilir! İsterseniz bir doktora görünün!

Ama şahsınız, yani “Çakma Şerif Taytıs” olmanız hasebiyle, bir daha kaleme alayım: Çankırı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ile yönetim kurulunun bir çok üyesinin o koltuklardaki “varlık nedeni” benim (!)

Bu dediklerime itirazı olan birisi varsa, çıksın karşıma!

Sen, yani “Çakma Şerif Taytıs” şimdi kalkacaksın, “Çankırı’ya bir çanta ile gelip, giden kimselere itibar etmeyin. Çankırı bizim! Çankırı’yı Çankırı’da yaşayan insanlar, yani bizler geliştirip, kurtaracağız. Bizler birlik ve beraberlik içerisinde olursak, Çankırı’ya nifak sokmak isteyenler emellerine erişemezler. Çankırı için bir güçbirliği platformu oluşturulmuştur. Çalışmalara sarılalım!” diyeceksin!

Hem de alayı okeyci olan bir takımdan Çankırı’ya medet umarak!

Öyle mi? Yazık ki ne yazık! Bu duruma çok mu çok üzülürüm!

Sanma ki senin adına! Benim üzüntüm “kasaba halkı” adına olur!

Hoş, tam sizlere layık bir önerim var! “Çakma Şerif Taytıs” olarak bu zevahirle yapabileceğiniz en güzel iş “Çankırı Taş Okey Turnuvası” düzenlemektir!

Şayet böylesi bir turnuvayı “elinin altındaki imkanlarla” düzenlersen, “şampiyon kare” için şimdiden kağıdı kalemi eline al ve şu dörtlünün içerisinde muhakkak ol! Banko “şampiyonluk” bu kareden başkasına nasip olmaz!

Yazıyor musun: Kasabanın ahtapotu + Ticaret Odası Başkanı + Karaköprü Hıyarı + Çakma Şerif Taytıs (!)

Yedekler: Şehr-i Emin + Ölücü avukat + Hormonlu Başakspor Başkanı + Şeker serviscisi Osman (!)

Bütün samimiyetimle söylüyorum böylesi bir “taş okey karesi”, ve “Taş Okey Turnuvası” elinin altındaki “kasabaya” çok önemli katkılar sağlar!

Ve “idaren altındaki kasaba” ülke gündemine öylesine yer alır ki, tahayyül edemezsin! Tabii bu arada kasabadaki “şekerkolikler” de öylesine mutlu olurlar ki, sorma gitsin!

Çankırı’nın üzerinde keklikler uçar! Korgun’dan talimli ve donanımlı atıcılar gelir! Şeker imalatçıları non-stop üretim yaparlar! Çevrendeki bürokratların tamamı ellerinde sepetler ahaliye “şeker” ikram ederler!

Ve ahali elindeki şekerleri yerken, Yaren evinde caba kazanları kaynar! Ve “taş dizmekten” yorulan sizler, yani “Okey turnuvasının starları” yeniden güç toplama adına cabanın etrafında toplanır, Ahi Yaran Derneğinin “saz ve semazenleri” ile birlikte “dondurmacıların” oyunları ile kendi aleminizde seyahate çıkabilirsiniz!

Hoş bütün bunları yaparken de, size bir “şamar oğlanı” lazım! Emme;

Şerif Taytıs olarak “yaptığınız başarılı hizmetleri” kasabada ahaliye “uydurma yazılarla” (!) ilan eden ve elinde “çantasından başka bir şeyi olmayan uzun saçlıyı” taş okey "dörtlüsü" ile karıştırmayınız!

Çok büyük yanılgıya düşersiniz!

Ben, sizler gibi 50’sinde “vali” pardon “gazeteci” olmadım! Seneye de “emekli” olma gibi bir niyetim yok!

Yani uzun lafın kısası, “Çakma Şerif Taytıs” kasaba sana "şimdilik" teslim!

Oyna oynayabildiğin kadar! Tadını çıkart! Ama dikkat et, sakın ola ki su kaçırma!

Neden dersen; Sabun elimde Baykuş boğazında bekliyorum!

Saygılarımla…

Not: Göreve geldiğin ilk günlerde senin daha önce kokladığın gül bahçelerine giden vali için “Çankırı için çok üzgünüm ama bugüne kadar hiçbir şey yapılmamış, hep geri kalmış. Benim olduğum yerde hep birincilik olur. Benden önceki Ali Haydar Bey, valilik özel hesabından 876 milyarlık bir açıkla koltuğunu teslim etti." şeklinde açıklamada bulunmuşsun! Temennim odur ki, yukarıdaki cümleler “şahsınıza” ait değildir! (V.B.)

Fotoğraf: Flamingo yolu dizisinde rol alanlar. Şerif Taytıs'ı bilenler, bilmeyenlere göstersin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.