Vedat BEKİ
Hadi bana eyvallah!
Tesadüf müdür yoksa "etkilenme"nin geldiği boyut mudur orasını bilemem! Şurası kesin ki; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte bazı bakanların "gazeteciler"le ilgili (çoğu zaman kantarın topuzunu kaçırdıkları) eleştirileri başta siyasiler olmak üzere, bürokrat ve sokaktaki vatandaş nezdinde tahminlerin üzerinde "yandaş" kazanmaya vesile oluyor!
Hatta bunun da ötesine geçen durumlar yok değil!
Mesela ben!
72 saattir aynanın karşısında kendimle ilgili "özeleştiri" yapma seansı uygulamaktayım... (Yazıyı yazarken bile devasa bir ayna karşımda)
Bu kadar süre içerisinde ancak ve ancak son 5 yılımdaki icraatlerimle ilgili "özeleştiri" ve de "itiraf" etme fırsatı bulabildiğim için üzgünüm! (Merakta kalmayın; Dönem dönem bu özeleştirilerimi demetler halinde sizlere bu köşeden sunacağım)
İsterseniz lafı fazla uzatmadan, son 72 saat içerisinde not aldığım ve de "itirafımdır" başlığı altına koyabildiğim bazı icraatlerimi sıralamaya çalışayım!
x x x
Kolay kolay unutmuş olacağınızı sanmıyorum ama; İndağı'nda toza dumana karışan milyon tl'leri (yaklaşık 30 milyon tl) ben uçurdum!
Nasıl mı?
Dönemin milletvekili ile "ben gazeteciyim. seninle ilgili olumlu haberler yaparım" taahhütleriyle tahminlerinizin üzerinde iyi ilişkiler sağladım! İndağı ve D-100 üzerinde yapılacak ihaleler için 5 tane paravan şirket kurdurdum! Bu şirketlerden 3'ü bölgede yaklaşık 50 milyon tl'lik ihalelere girdi. Hak verirsiniz ki, ilişkide olduğum milletvekili ve onun etki alanındaki diğer vekillerle birlikte 3 şirketim yaklaşık 30 milyon tl'lik ihale kaptı!
Sonuç?!
İndağı'nda yaptığım 10 km'lik yol, eksik ve hatalı malzeme kullanımı nedeniyle göçtü!
Korgun üzerindeki yol bizden sonra ikinci kez ihale edildi!
Benim şirketlere ne mi oldu?
Güldürmeyin! Biz paraları cebe koyduk, "ne haliniz varsa görün" (tabii ki kılıfları da daha önceden hazırlamıştık) dedik, çektik gittik!
Ha bu arada; şirketin bir tanesi hala D-100'de!
Ara sıra yaşadığımız sorunlar karşısında dönemin vekilini arıyorum! Allah razı olsun bürokraside tıkanan (ödenek tahsili) dönemlerde yardımcı olmuyor dersem yalan olur!
Bilmem anlatabildim mi!
x x x
Şimdi geçelim başka bir itirafıma!
Hatırlarsınız; Kurşunlu'da analı-kızlı fuhuş olayı patlamıştı!
Nasıl da yemiştiniz o haberi! Ama işin perde arkasını nereden bilecektiniz ki!
Senaryoyu yazan ve de uygulayan yine bendim! Nasıl mı?!
D-100'de karayolu ihalesini aldığım şirkette yaklaşık 100 eleman vardı! Tamamı da erkek!
Kolay mı böylesi bir erkek ordusunu çalıştırmak! Patron olarak her türlü ihtiyacını görmek zorundasın!
Ben de hemen gerekli kişilerle (mesleğini iyi yapan pe.evenkler) temasa geçerek başka bir şehirden o ana-kız'ı getirttim!
Sonrası mı; Aynen yaptığım haberlerde okuduğunuz gibi...
O onu becerdi, öbürü gazını alamadı kızını becerdi... Kızı amcalar aldı yurda yerleştirdi!
Kız yurttan kaçtı geldi Çankırı'da gezdi! Polis kameralarda Kucaklama Taşı ve Tuz Mağarasından Çankırı'ya pazara gelen "eşeği" seyrederken anasının kızını ben düdüklüyordum!
Ancak bunu da her zaman olduğu gibi "marketçi"nin üzerine boca etmesini (bazı dostlarımın da gayretiyle) tereyağından kıl çeker gibi hallettim!
Ya ne haber? "Uzun saçlı" derken iyiydi değil mi!
Yetmedi "Bursalı" da diyordunuz!
Görün işte "uzun saçlı" ve de "Bursalı"nın size yaptıklarını!
Tatlı su kurnazları! Bir de "uyanığım" diye geçinir durursunuz!
x x x
Heyecanlandınız mı?!
Daha bitmedi... Neler neler var neler!
Şirketleri kurduk, İndağı ve D-100'de milyonları uçurduk! Sanmayın ki ben "tatmin" oldum...
Yanılırsınız...
Arada daha neler yaptım neler?
Çankırı'da işe alınacakların listeleri benim onayımı bekledi... Ufak çapta ihaleleri "yaran sofralarında" ben taksim ettim... Tayin - atama işlerini derseniz; öylesi ufak tefek işleri köşe yazarlarım çoktan hallediyordu!
Bu arada Belediye Başkanı "Abi... Abi" diye peşimde koşarken ben kendisine sırtımı dönüyordum!
Neden dönmeyeyim ki! Adam, şehir içerisinde çeşitli alengirli işler yapıyor ve kimse sesini çıkartmıyor!
Sahnede bir o bir de ben!
"Parsayı paylaşma" gibi bir düşüncem olmadığı için gelecekte tüm "avantalar" bana dönsün diyerek onun yıpranmasını bekliyorum! Nasılsa sayısız açıkları var!
Mesela Çankırıspor Kulübü! Bu fırsatı iyi değerlendirmeliydim... Hemen tezgahı kurdum ve Valilik Dernekler Masası çalışanlarını kulübü denetlemeleri için gönderdim!
Bir süre sonra önüme gelen rapor ürkütücüydü! Önceki yönetimle ilgili büyük usulsüzlükler vardı!
Ortaya çıkan belgelerle birlikte başta Kulüp eski başkanı ve onun destekçisi belediye başkanı gö.altına gidebilirdi!
Duruma el koymalıydım!
Tahmin ettiğiniz gibi savcının önündeki dosyalara "takipsizlik kararı" çıkartmam hiç de zor olmadı! (Ne de olsa etkili bir gazeteciydim... Çevrem de sağlamdı)
İşte tam bu dönemde Ak Parti İl Başkanlığı seçimi gündeme gelmişti!
Baktım gördüm, benim düzen bozulacak; Genel Merkez'deki "dostlarımla" temasa geçerek 106 delegenin (diğer adayı destekleyeceklerinden emin olduğum) silinmesini sağladım!
Sonuç ortada! İl Başkanlığı koltuğu yine emin ellerdeydi!
Ve (ben olduğum sürece) her daim o koltuk emin ellerde olacak...
x x x
Diyorsunuz ki; Sen neymişsin be abi!
"Nihayet gerçek yüzünü görebildik" (!) Daha bunlar ne ki?!
Başkent'te Çankırı insanı, Çankırı'da yaşayanlardan fazla olduğunu görünce benim harekete geçmemem mümkün mü?
Yıllardır Ankara'nın (pardon Çankırı diyecektim) tozunu (burası Çankırı ile uydu) yutmuş birisi olarak Sakarya'da iki demlendikten sonra, gecenin bir köründe "dandik" bir Federasyon kurdum!
Milletvekili dostum o günlerde partinin Ankara İl Başkanıydı!
Onu ve safdil birkaç Çankırılı işadamını da gaza getirerek "kullanabileceğim bir Ilgazlı"yı "dandik" federasyonun başkanlığına oturttum!
Oturtuş o oturtuş! Patladı gitti!
Başkent'te "Federasyon" etiketi altında yapılmış ne kadar saçma sapan iş varsa, tamamı benim talimatlarım doğrultusunda yapılmıştır!
Tıpkı son olumsuz icraati olan "1. Çankırı Tanıtım Günleri" organizasyonu da buna dahildir!
Şaşırdınız mı tatlı su kurnazları!
Yok yaaaa!
Hani siz "akıllı" ben de "uzun saçlı" ve "Bursalıyım" ya!
Ohhh be! Rahatladım valla...
Hadi bana eyvallah...