Soyunma odasına kimin sakalı düştü!

9 Aralık günü yapılacağı açıklanan kongrenin “çoğunluk” sağlanamaması nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiş olması, gerek yeni yönetimin oluşması açısından gerekse “bazı taşların” yerine oturması bakımından hayli isabetli bir durum!

Benim bu değerlendirmem karşısında bazılarınızın “Nasıl olur ya? Ortada yönetim yok! Bunun neresi iyi?” şeklinde serzenişlerini de duyar gibiyim!

İKİ YÖNETİMİN HARCAMALARI ARASINDAKİ UÇURUM!
Çankırı Belediyespor, liglerin başlamasına az bir zaman kala, Sevda Karaali Şireci tarafından oluşturulan yeni yönetim ile geçtiğimiz günlere kadar geldi. Hem de tahmin edilenlerin tam aksine oldukça başarılı sonuçlar alarak!

“Başarılı sonuç” derken, bunu sadece takımın yaptığı 90 dakikalık mücadeleler sonucunda elde ettiği puanlar açısından söylemiyorum. Başarı, puan cetvelindeki mevcut durumun dışında, kulübün elindeki imkanları “en rasyonel” şekilde kullanması, idarecisinden masörüne, futbolcusundan amigosuna kadar kulüp bünyesi içerisinde görev alan her ismin öncelikli olarak “ne yaptığının” farkındalığının ortaya konulması ile birlikte oluşan “takım ruhunu” öncelikli olarak kendi içerisinde, daha sonra da tribünlere yansıtması ile oluşan bir bütünden söz ediyorum!

Çankırı Belediyespor, Sevda Karaali Şireci’nin 4 ayı tamamlayan “başkanlığı” döneminde özellikle takımı oluşturma aşamasında izlemiş olduğu “transfer” politikası ile kulübün ekonomik açıdan geçmiş yıllarla kıyaslanmayacak ölçüde bir “tasarruf” sağladığı gün gibi aşikar. Bunun yanı sıra kulübün “ayniyat” giderlerinde gözlenen “büyük” düşüşleri de bir şekilde bir yerlere bağlamak gerekliliği ortaya çıkıyor.

Bu örnekleri; ihtiyaç duyulan malzemelerin alımında, deplasman giderlerinde, alt yapı masraflarında vesair giderlerde geçmişin rakamlarıyla mukayese edilmeyecek önemli düzeyde bir “tasarrufun” ortaya çıktığı gün gibi aşikar!

BU FARKIN TEMEL NEDENLERİ
Sevda Karaali Şireci’nin “istifası” ile birlikte kulübü uzun yıllar yöneten Celal Kaman ile tamamen demagojiye yönelik bir “mukayese” yapma gayretinde olanlara, bu satırlardan elimden geldiğince ortaya bir resim çıkarmanın gayretinde olacağım.

Sevda Karaali Şireci’nin son basın toplantısında “Bugüne kadar Çankırı Belediyespor’a cebinden para harcayan iki kişi vardır! Birincisi Çankırı Belediyesi, ikincisi de Sevda Karaali Şireci’dir” şeklindeki sözleri, camiada yaşanılan temel gerçeği ortaya koymakta.

Bunun sonrasında ise benim getireceğim en kestirme değerlendirme; “El, elin eşeğini türkü çığıra çığıra çağırırmış” sözünden yola çıkarak, Çankırı Belediye Başkanı adına Çankırı Belediyespor Kulübü Başkanlığı görevini yerine getiren Celal Kaman’ın, görev süresi içerisinde yapmış olduğu harcamaların, sahibi bulunduğu ticarethanenin harcamaları kadar “titiz ve sahiplilik” duygusu içerisinde yapıldığı konusunda sadece benim değil, tüm Çankırı kamuoyunun endişeleri vardır!

Beni ve kamuoyunu bu tür endişelere sevk eden temel nedenlerin başında da “özellikle geçmiş döneme ait futbolcu alacaklarının” bugün için az da olsa ortaya çıkan örnekleridir!

Bu konuyla ilgili olarak Sevda Karaali Şireci’nin son basın toplantısında dile getirdiği, “Futbolcu karşımıza geliyor, ‘Sana 110 bin lira borcumuz varmış’ dediğimizde, futbolcu bana ‘Hayır başkanım! Benim alacağım 80 bin TL’ diyor” sözlerini geçmişte yaşanılan ancak bugün haberdar olabildiğimiz şaibeli hesaplara(!) dair verebileceğimiz somut örnekler olarak sayabiliriz.

Bu konuda verilebilecek bir diğer örnek de geçmiş sezonların deplasman giderleri ile bu sezonun deplasman giderlerini karşılaştırdığımızda ortaya çıkan “uçurum” denilebilecek düzeyde rakamsal farkları net olarak görmekteyiz!

PARA… PARA… PARA…
Evet, profesyonel anlamda bir spor kulübü yönetiyorsanız, öncelikli olarak “para”nın trafiğini çok iyi planlamak zorundasınız. Aksi halde ortada ne “spor” kalır ne de bunu yapabileceğiniz zemin!

Geçen yıl Spor-Toto ve İddia gelirleri bu yılı baz aldığımızda mukayese edilemeyecek düzeydeydi. Doğaldır ki bu farklılık pozitif anlamda kendisini geçen sezon daha etkin olarak göstermişti. Net rakamlara baktığımda geçen yıl 1 milyon (bir trilyon) lira gelir elde edilmiş. Buna karşın 4 ay öncesinde kulübü devrederken ortada kesinleştirilmiş borç miktarı da ne tesadüftür ki yine 1 milyon TL düzeyindeydi!

Diğer gelirleri alt alta nasıl yazarız onu bilmiyorum! Ancak dışarıdan gördüğüm resim Çankırı Belediyespor'la ilgili mali durumun Sevda Karaali Şireci dönemine kadar hiç mi hiç "rasyonel" bir bakış açısıyla yönetilmediğini göstermektedir! Kulübün işin uzmanlarınca yaşayacağı bir "mali denetim" ortaya çok daha vahim tabloları sergilemesi işten bile değildir! Ve yaşanacak böylesi bir denetimin meydanı boş bularak ortada dolaşan sahte ağaları da hiç de tahmin edemeyecekleri durumlara sokmasını sakın ola ki sürpriz olarak karşılamayalım! Bugün işleyen mevcut yasalarımız böylesi olaylarda cezanın en şiddetlisini uygularken, Allah muhafaza gerek Çankırı Belediyespor gerekse bazı "şahsiyetler" hiç de tahmin etmedikleri ya da edemedikleri durumlarla karşılaşabilirler!

Şimdi; isterseniz gelin neyi anlatmak istediğimi “taze” ve “somut” bir örnekle açıklamaya çalışayım:

BUĞSAŞSPOR MAÇI SONRASI PRİMLER HANGİ HESAPTAN ÖDENDİ?
Geçen hafta Ankara deplasmanında Buğsaşspor’u tek golle geçerek 3 puanı aldık. Ve o gün Çankırı Belediye Başkanlığı görevinde “vekaleten” bulunması hasebiyle maçı izleyen Celal Kaman, maç sonrası soyunma odasına inerek sahadan galibiyetle ayrılan futbolcuları kutladı ve takımın teknik kadrosu dahil olmak üzere 24 kişiye 800’er lira prim dağıttı!

24 x 800 = 19.200 TL! Kulüp bir gün de Ankara’da otelde konakladı. Onun hesabı da 2 ya da 3 bin TL! Etti mi size 21-21 bin TL!

Şimdi buradan soruyorum!

Bu paranın kaynağı kim? Ya da kimler?

Soyunma odasında futbolcu ve teknik kadroya "prim" olarak dağıtılan bu paranın kaynağı ortaya çıktığı an, Çankırı Belediyespor’un geçmişte nasıl ve hangi kaynaklardan gelen para ve hangi yöntemlerle yönetildiğinin fotoğrafı net olarak ortaya çıkacaktır!

Daha dün denilebilecek bir zamanda soyunma odasına düşen bu “sakal”ın örnekleri son 6 yıldır saymakla bitmeyecek kadar fazladır! Ve bugün için Çankırı Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan İ.D'nin Çankırı Belediyespor'u ortaya sürmesi ile Çankırı'da “sakalı” kesilenlerin sayısı hiç de azımsanacak ölçüde değildir! (Bu tespiti yaparken, ülkedeki diğer Belediye Başkanlarının da benzer sorunu aşmak için aynı yöntemi kullandıklarını da hatırlatmak isterim)

Şimdi ortaya açık ve net tek bir soru kalıyor:

Kesilen sakallarla bu kulüp nereye kadar idare edilir? (devam edecek)

Yazara ulaşmak için: e-mail:vedatbeki@mynet.com

Önceki ve Sonraki Yazılar