Atatürk’ü Koruma Kanunu'na muhalefet eden Çankırılı vekil: Kazım Arar

Mehmet Kazım Arar, 1903 yılında Çankırı’da dünyaya geldi. Babası Hafız Mehmet Efendi, annesi Zeliha Hanım'dır. Gazeteci ve eğitimci kimliğiyle bilinen Kazım Arar; memuriyetine 3 Mayıs1926 tarihinde Eskişehir hazine muhasibi olarak başlamıştır. İnhisarlar İdaresi İzmir Karşıyaka satış deposu kâtibi, Polis Enstitüsü Stenografi ve Daktilo Öğretmeni, İş ve İşçi Bulma Kurumu Ankara Şubesi organizatörü, Çalışma Bakanlığı Ankara Şubesi müdürü, Dışişleri Bakanlığı Frankfurt Başkonsolosluğu idari memurluğu görevlerinde bulunmuştur.

Arar’ın “Stenografi” (1942), “Pul Kılavuzu” (1965) adlı iki kitabı vardır.

mehmet-kazim-arar-cankiri-mv-resim-045.jpg

Arar, 14 Mayıs 1950 (9. Dönem) tarihinde yapılan genel seçimlerde Demokrat Parti Çankırı Milletvekili seçilmiştir. 1953 yılında Demokrat Parti Yüksek Haysiyet Divanınca “Parti tüzüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu için…” diğer Çankırı Milletvekili Kemal Atakurt'la birlikte partiden ihraç edilmiştir. İhraç sonrası bağımsız kalan 2 milletvekili, daha sonra TKP'ne girmişlerdir.

15 Ekim 1961 (12. Dönem) tarihinde yapılan genel seçimlerde ise Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’nden (CKMP) yeniden Çankırı Milletvekili seçilmiştir. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi içinde yaşanan görüş ayrılıkları ve gruplaşmalar partiden kopmalara neden olmuştur. Genel Başkan Osman Bölükbaşı’nın partiden istifasının ardından Mehmet Kazım Arar da istifa etmiş, bir süre bağımsız kaldıktan sonra Adalet Partisi’ne geçmiştir.

Meclis arşivi dokümanları incelendiğinde (ki, inceledim) Meclis kürsüsünü en sık kullanan ve en aktif tavır sergileyen Çankırı Milletvekili 'açık ara' Kazım Arar’dır. Hem Çankırı’nın meselelerini, hem de ülke meselelerini yakinen takip eden Arar, Çankırı’yı TBMM’nde temsil ettiği her 2 dönemde de milletin vekili olma görevini başarıyla yerine getirmiştir.

Kazım Arar, siyaset yaptığı yıllarda ünlü politikacı Osman Bölükbaşı’na (*) benzetilirmiş. O nedenle de Kazım Arar için, "Çankırı’nın Osman Bölükbaşı’sı" denirmiş. Sözünü sakınmayan ve her fırsatta düşüncelerini Meclis kürsüsünde ateşli bir üslupla dile getiren Kazım Arar, aynı zamanda gazeteci olarak da sert yazılar yazmış ve bu yüzden hapse girmiştir. 6 Nisan 1947 tarihli Ulus Gazetesi’nde yer alan habere göre Ankara’da yayınlanan Başkent Gazetesi’nde yayınlanan bir yazısında hükümete hakaret ettiği gerekçesiyle 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.

mehmet-kazim-arar-cezaevi-resim-03.jpg

Aktif ve renkli bir siyasi şahsiyet olan 5 çocuk babası Kazım Arar; 25 Temmuz 1969 tarihinde emekliye ayrılmış, 26 Ocak 1977 tarihinde rahmetli olmuştur. Kabri, Ankara Karşıyaka Mezarlığındadır.

cankiri-vekilleri-resim-012.jpg

“Atatürk'ü Koruma Kanunu” olarak bilinen 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun, 25 Temmuz 1951'de Demokrat Parti iktidarında yürürlüğe girmiştir. O tarihte Demokrat Parti'nin 408 milletvekiliyle yer aldığı Mecliste, CHP'nin milletvekili sayısı 69’du. Çankırı milletvekili Kazım Arar, kanuna muhalefet eden ve ret oyu veren 50 Demokrat Partili vekilden biri idi. Arar, “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanunun" görüşmelerinde, muhalif görüş bildirerek Meclis Tutanaklarında yer alan şu konuşmayı yapmıştır:

"Muhterem arkadaşlar, “Üzkürü mevtaküm bil hayır…“ Türk Milletinin ananesi ölüler hakkında konuşmak bahsinde, onları sadece hayırla anmaya müsaittir.

Bugün yüksek huzurunuza getirilen kanun tasarısı münasebetiyle rahmetli Mustafa Kemal’in ruhuna verdiği eziyetin vebali bize ait değildir. Yalnız Milli Mücadele’nin değil, asırlar boyu şanlı zaferlerini altın varaklarla yazdıran memleketin kurtarıcısı Büyük Türk Milletinin başında piştarlık yapan büyük kumandan Gazi Mustafa Kemal’in ben de manevi huzurunda saygı ile eğilirim. Bir Alman atasözü vardır: Hakikat, çıplaklığı sever. Atatürk’ün kapatılacak, gizlenecek, söylenmesinden çekinilecek bir tarafı mı vardır ki milletin ve matbuatın ağzını kapatalım? Hem öyle ki; o büyük adamın devrinde bile kavuşamadığımız demokrasi inkılabının tahakkukundan sonra Demokrat Parti iktidarının Büyük Meclisi, onun muzaffer mümessilleri siz milletvekilleri tarafından memleketin kurtarıcısı olduğu kadar hürriyetin de yaratıcısı büyük ve aziz Türk milletinin ağzına 14 Mayıs armağanı olarak kilit mi takalım? İnkılaplar hürriyetle fakat tam ve mutlak manada hürriyet olan yerlerde hür insanlar tarafından korunur.

Muhterem arkadaşlar; böyle bir kanunu ben şahsen Ata’ya hürmetsizlik sayıyorum. Bu kanunun manası: Türk Milleti sana saygısızlık göstermeye başladı amma biz bunu kanunla önledik. Umumu efkârı susturduk demek olmaz mı? Bu teklif, Atatürk’ün en büyük eseri olan Anayasayı ihlaldir!

Arkadaşlar, Atatürk’ün inkılabı ve eserleri hakkında mevzuatımızda kâfi derecede müeyyide vardır. Eğer kâfi gelmiyorsa artıralım fakat şahıslar hakkında kanun çıkarmayalım. Böyle bir usulü biz ihdas etmeyelim. Her men edilen husus daha ziyade aleyhtar toplar. Bence bu kanun Atatürk’ün lehinde değil bizzat aleyhinde bir kanundur.”


Mehmet Kazım Arar adı, Çankırı’da cadde ismi olarak yaşatılmaktadır.

FOTOĞRAF

(*)“Anadolu Fırtınası” lakabıyla tanınmış siyasetçimiz. 1954 yılındaki genel seçimlerde, Kırşehir ilinin neredeyse tüm oylarını alıp bu ilden milletvekili seçilince, Demokrat Parti Kırşehir’i ilçe yapıp Nevşehir’e bağlamıştır. Bunun üzerine hükümete sert eleştiriler yöneltince, meclise hakaretten tutuklanmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
2 Yorum