Çankırı'da oynanan filmin başrolü gizli, figüranı ortada!

Aynen durum budur sevgili Çankırılılar...

Çankırı Belediyesi'ni yöneten başroldekilerle yönettiğini sanan figüran arkadaş (!) arasında Sinop'la Antalya kadar fark var!

Nasıl mı?

Başrolde olup da gizli kalan arkadaşlardan birisi zamanın birinde her seçim kampanyasında meşhur Tatlıçay'ın üzerini kapatmaktan, gondolla gezintiler yapmaktan dem vurmuş, bunlar yetmemiş Uzak Doğu'ya cümbür cemaat seyahatler düzenlemişti!

Bu gezilerle de yetinmemiş; Ülkenin başına bela olan meşhur Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nı da Çankırı'ya getirmiş birlikte Tatlıçay'a bakarak akıllarına geleni vatandaşa seçim vaadi olarak sunmuşlardı...

Ve akabinde Tatlıçay'ı ıslah adı altında projelendirmiş, sanki hemen işe başlayacakmış gibi ödenek istemiş, ödenek istemekle de kalmamış gelen ödeneği belediyeye hiç gelmeden bankamatikle maaş alan, bazen klavyelerde bazen vurdulu kırdılı işlerde, bazen üstü örtülü mevzularda gönüllü olan, sınırsız biat eden bir güruhu beslemeye, cemaatin projelerine maddi destek vermeye harcamışlardı.

Sonrasında da "ÇANKIRILI BALIK HAFIZALIDIR, ÇABUK UNUTUR. UNUTMAZ YÜZÜME VURMAYA KALKARSA İŞTEN ATARIM, GIDA ÇEKİNİ KESERİM, İHALESİNİ İPTAL EDERİM, SUYUNU KESERİM, OLMADI SU BORULARINI SÖKERİM", diyerek, eyleme de geçmişlerdi.(Çankırıspor'un antrenman sahasının borularını belediye kepçesine söktürüp yerine Karalar Düğün Salonu yaptırdığı, düğün salonunun sahibi meclis üyesi arkadaşa mevcut arsa yetmeyip seçim arifesinde yola taşacak kadar binayı büyüttüğü, Hüseyin Boz başkanın durdurduğu İ.Hakkı'nın hafıza kaybıyla unutturduğu kaçak eklentili yola sıfır düğün salonunun yeri; suyu kesilip, su boruları sökülüp kurumaya terk edilmeden önce Çankırıspor'un antrenman ve alt yapı tesisleriydi.)

Sırf Sevda Başkan Çankırıspor'un hakkını arıyor, geçmişin hesabını soruyor, (kulüp devir edilmeden 1 hafta önce bağış olarak alınan Özcenk'in çeklerini, ödedim dediğiniz ve tekrar tekrar ortaya çıkan eski futbolculara verilen senetlerin, hiç ödenmeyen belediye düğün salonlarının yakıt paralarını, Gençlik Spor tesis kira ücretlerini vs.vs) ona haddini bildirelim, antrenman sahasını elinden alalım hırsıyla memleketin çocuk ve gençlerinin gelişimini engellemek için bu hainliği yapıp, devleti maddi manevi zarara uğratıp, üstüne üstlük bir de memleketin ısmarlama gazetecisine "ÇANKIRISPOR YÖNETİMİ ANTRENMAN SAHASINI BAKIMSIZLIĞA TERK ETTİ” diye karalama haber yaptırarak Çankırı'yı kandırdıkları gibi her defasında öbür seçim dönemine yaparızla milleti uyutmayı başardılar.

Biz Çankırılılar da her seçim döneminde aynı vaadi temcid pilavı gibi dinledik, dinledik, dinledik.

Bir Deli Adnan'ımız çıkıp da "ARKADAŞ SEN BUNU GEÇEN DÖNEM YAPACAKTIN NE OLDU?" diye soramadı!

Yerel basın mı? Garibanlar hep basım modundan çıkıp, gözlerini açıp da göremediler bile.

En iyi gören ise eski bir belediye başkanın kızını gördü, Çankırı gibi mutaassıp bir memlekette evlenmeden ön balayı dahil herşeyi yaşadı yaptı, sonra da başka bir başkanın basın danışmanlığına zıpladı! Yaşanacak bir şey kalmayınca da basın danışmanlığından kazandığı paralarla cafcaflı bir düğün yaptı. (Sakın zıplama herşey şahitli, ıspatlı. Zamanında senin Kurşunlulu Fetöcü meslektaşınla kafa kafaya verip bize attığın iftiraya benzemez!)

Yani basın hep meşgul Çankırı'da!

Gerçekleri duysa duyacak yerleri acıyor!

Görse görecek yerleri acıyor!

Yazsa zaten eli kalem tutmuyor!

Sonra da iş bin km öteden Bursalı'ya kalıyor!

Bursalı'nın IBAN numarası konuşuluyor da; Yerel basının naylon baskıyla BASIN İLAN'dan aldığı yüz binlerin adı esamesi okunmuyor!

Bir Çankırılı olarak Çankırı sokaklarında 'ben gazeteciyim' diye dolaşanlara soruyorum; Bizi derin bir uykuda uyutmanın, Çankırı'ya ihanet edenlere sessiz kalmanın bedeli KAÇ LİRA?

HANGİ KURUMLARDAN YILLIK KAÇ BİN TL ALIYORSUNUZ BASIN İLAN BEDELİ OLARAK?

SÖYLEYİN DE BİZ DE UYUTULMAMIZIN FİYATINI BİLELİM!

BİZİM UYKU İLACIMIZ İÇİN SİZLERE KAÇ BİN TL ÖDENİYOR?

BELKİ BİR KAMPANYA BAŞLATIRIZ MEMLEKETİN HAYRINA... "YEREL BASIN UYANSIN, ÖZGÜRCE GÖREVİNİ YAPSIN KAÇ TL ALIYORSA BİZ HALK OLARAK MEMLEKETİN GELECEĞİ İÇİN KARŞILAYALIM" DERİZ. BÖYLECE GERÇEK GAZETECİLERLE GAZETECİLİK OYNAYANLAR AYRILMIŞ OLUR...

Size de soruyorum Sözcü18; BİZLERİ UYANIK TUTMANIZ İÇİN SİZE KAÇ LİRA ÖDÜYOR BİN KM ÖTEDEN HABER ULAŞTIRAN VATANDAŞIM?

DELİKANLI OLAN CEVAP VERSİN...

Kıvırmak isteyen de “Muhatap almayalım... Yeniden gündem olmak istiyor... Adını duyurmak istiyor, biz gündem yapmayalım” gibi saçma bahanelere sığınmasın...

Bizim her daim gündemimiz Çankırı... Bu memlekette her daim verilecek selamımız, oturacak soframız, hayır duasını alacak kapılarımız var... Hem de, kimsenin koltuk altına ya da himmetine ihtiyaç duymadan, kendi emeği, kendi memleket sevgisi, kendi çalışkanlığı ve kendi açık sözlülüğü daha da önemlisi kendi parasıyla, kendi kişiliğiyle...

Biz sizin cevap verecek yerlerinizin ağrıdığını biliyoruz... Gerisi bahane...

*  *  *

Her neyse! Biz dönelim MEŞHUR İRFAN'IN 3 DÖNEM BAŞKANLIĞI SÜRESİNCE GERÇEKLEŞTİREMEYİP, İ.HAKKI'NIN İKİNCİ YILDA GERÇEKLEŞTİRMEYE KALKIŞTIĞI TATLIÇAY PROJESİNE!

Öncelikle yapılanın kötüsü olmaz. Bir çivi çakandan Allah razı olsun.

Lakin kimse kimseyi de APTAL yerine koymasın!

Ülkücülüğün ruhunda filim çevirmek, kapalı kapılar ardında kurgular yapmak yoktur...

Ülkücünün tek planı vardır. O da memleketin ikbal ve istikbalidir...

Ülkücü; Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyene “Beni sofraya oturt sesim çıkmayacak. Yeter ki beni de sofraya al" (!) demez. Ülkücü aç kalır lakin o saçı bitmemiş yetimin hakkını sorar!

Ülkücü sırf popüler olmak için, yapılmayanı yaptı zevkini yaşamak için, resmi kaynağı oluşturmadan “Bugün sana üç lira vereyim, ama yarın Devleti Ali'nin kasasından 103 istediğimde bana müsamaha göstereceksin, çalsam da beni görmeyeceksin” (!) diyenin sermayesine tenezzül edip devleti küçük düşürmez...

Ülkücü "az sonra, az sonra" deyip de olayın bütünü yerine fragman yayımlamaz... Yani şehrin girişinden çıkışına 10 km'den fazla olan bir alanın 800 m'sini, geçmişteki yöneticinin ayıbının, sıkıntısını gidermek için, seçim öncesi kapalı kapılar ardında gerçekleşen "kirli ittifak" nedeniyle gerçekleştiriyorsa yapılan iş bir fragmandır. Ve "Filmin tamamı nerede?" diye sorarlar adama!

Filmin tamamı yoksa şunları da sorma hakkı vardır vatandaşın;

- Sizden önceki dönemde çayın ıslahı ile ilgili olarak Belediye aktarılan yaklaşık 5 milyon lira civarında bir paranın sadece ve sadece 'proje çizimi' için kullanıldığı doğru mu?

- Seçim süresince ittifak yaptığınız masadaki şartlardan birisi de bu muydu? (Yani proje parası başka yerde harcanan ve Sayıştay denetçilerine takılıp sıkıntı olacak pek çok konuyu kapatmayı taahhüt ettiğiniz gibi kısa bir mesafede olsa Tatlıçay projesini yapmak bu taahhütlerinizden biri miydi?)

- Tatlıçay projesinin ana malzemesinin bedelini kim, hangi şirket ya da şirketler, neyin ya da nelerin karşılığında ödediler?

- Çay projesinde "nakdi bağış" yapan şirketin belediye ile dolaylı bir iş bağlantısı var mı? Mesela; 'bağış' yapan şirketin eski başkanla olan bağlantısı size de bir referans mı? Bu referans malum marketler zincirine ait şirketten değil ama şirket sahibinin bir yakını ya da çalışanı üzerine kurulan başka bir paravan şirketten bir önceki belediye doğrudan temin yoluyla malzeme aldı mı? Bu zorunlu bağış (!) karşılığında geçmişin 'akçeli' işlerinin hesabı sorulmayacak mı?

Çünkü biz biliyoruz ki KAZ GELECEK YERDEN TAVUK ESİRGENMEZ! AMA KAZ GELMEYECEKSE DE ÇAYIN BETONUNUN PARASI MARKET KASASINDAN ÖDENMEZ!

Uzun lafın kısası KISA VADEDE BU TATLIÇAY'IN 800 M.SİNİ YAPMANIN HAVASI SANA YAZDIĞINI SANIYORSUN AMA BİZ BİLİYORUZ ALTINDA YATAN GERÇEKLERİ! 

VE O GERÇEKLER İÇERİSİNDE ONLARCA SORAMADIĞIN SORULAR, ÜSTÜNÜ AÇAMADIĞIN YOLSUZLUKLAR, HAKSIZLIKLAR VAR... DAHA DA ÖTESİ YÜZLERCE SAÇI BİTMEMİŞ YETİMİN HAKKI OLAN KİRLİ DOSYALAR, PİS KOKULAR VAR... 

TATLIÇAY'IN BUGÜNKÜ HALİ; KAPATILAN DOSYA(LAR) İYE İRFAN'A, YAPTIĞI KOMİK BAĞIŞ İLE ESKİDE PAZAR YENİDE MARKET AĞASI'NA YAZDI...

BİZ ÇANKIRI İNSANI SORUNCA DA "YILLARCA YAPILMAYANI YAPTIK! TRENİ SEYRETTİĞİNİZ GİBİ BU SEFER DE ÇAYI SEYREDİN! KARIŞTIRMAYIN AHMET'İ MEHMET'İ, İŞİNİZE BAKIN". dediğinin de farkındayız... 

Kıymetli Çankırılılar; Mahallenin yağız delikanlısı beyaz şahinle çıktığı bu yola kısa sürede son model bir BMW ile devam ediyorsa bu ilk etapta bir başarı, ya da imrenilecek bir durum gibi gelse de biz o BMWnin nasıl alındığını sorgulamazsak, mahallenin delikanlısını kimin evinden, kimin yatağından çıktığını, kimin cüzdanından çaldığını, kimin sofrasından kalktığını önemsemeyip sadece ortadaki BMWnin parlak jantlarına takılırsak; 

Eve gelen paranın kaynağını sormayan, sadece kızının getirdiği parayı alıp, dudağındaki kırmızı ruju, boynundaki moru, bacağındaki mini eteği, ağzındaki içki kokusunu görmezden gelen baba gibi gazetelerin 3. sayfalarından öğrenirsiniz mahallenin delikanlısının kötü yola düştüğünü...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
8 Yorum