Lafla peynir gemisi yürümez (miş) (!)

Çiçeği burnunda milletvekili adaylarının listelerin kesinleşeceği 18 nisan tarihine kadar yapacağı hazırlık çalışmalarını fırsat bilerek, bugünlerde biraz sıkça aralıklarla yazı yazmak istiyorum! (yoğun sağlık problemlerim olmasına karşın)

Öncelikli olarak ele almak istediğim konu ise; Özellikle Çankırı dışında faaliyette olan “Çankırı” adına hizmet veren STK’ların (gecekondular dahil) siyasete soyunan isimlere verdikleri ya da “vermek istedikleri” iyi niyetli desteklerin olumlu ya da olumsuz etkilerine ve de doğal olarak yaşanan “sonuç”a değinmek istiyorum...

“Organize olma adına” ÇANDEF Genel Kurulunun Aralık 2010 tarihinde (belirlenen takvimden çok önce) gerçekleştirildiğini hatırlatarak ve de yapılan genel kurulda başta ÇANDEF Başkanı Ömer Lütfi Özenç olmak üzere gecekondu Fed-Ba AC’nin de dile getirdiği “Çankırılı’nın oyu Çankırılı’ya” (!) mesajı (tabir yerindeyse aba altından sopa gösterisi) tam anlamıyla fiyasko ile sonuçlanmıştır!

Hatta hatta Ankara’daki gecekondu Fed-Ba AC’nin “Listelerde seçilecek yerlerde Çankırılı aday olmazsa biz Federasyon olarak BAĞIMSIZ aday çıkartacağız” (!) tehdidinin hangi düzeyde işlev gördüğü yine önümüzde bütün çıplaklığı ile durmaktadır...

BOLU’DA DERNEK DE YOK FEDERASYON DA!
Bolu’da Ak Parti 1. Sıra adayı Hüseyin Ercoşkun!

Bolu’da şu saat itibariyle Çankırı adına herhangi bir STK yok! Hele hele federasyon diye bir kurum hiç mi hiç yok!

Ancak Ak Parti’nin 1. Sıra adayı Ali Ercoşkun, Çankırı ili Kurşunlu ilçesinin bir evladı.

Yine Ak Parti İzmir 2. Bölge 4. Sıra adayı Eczacı Nesrin Ulema... İzmir’de Çankırılılar Derneği var... Ancak dernek ortaya çıkıp da “Biz Nesrin Ulema’nın” ya da “Çankırılı hemşerimizin yanındayız! Onu listelere koymazsanız....” şeklinde herhangi bir açıklama yaparak “destek” vermedi!

Sonuç ortada. Nesrin Ulema Ak Parti İzmir 2. Bölge listesinde “seçilerek milletvekili olabilecek” bir sıraya yerleşti.

GENEL MERKEZLER VE “BAŞKANLAR” TEHDİDİ SEVMİYOR!
Bugün gelinen noktaya şöylece bir baktığımızda siyasi partilerin, hele hele “kitle parti” liderlerinin stk’ların aday listeleri açıklanmadan önce yaptıkları “tehditvari” (!) mesajları hiç de kaale almadıkları apaçık görülmekte.

Ve mevcut durum başka bir mesaj da vermekte: Önce birey üzerine düşeni yapacak, sonrasında (listeye girdikten sonra) kendisini sahiplenmek isteyen stk ona destek verecek!

Kısaca; “adaylık” sürecinde “birey” donanımlı ve de tam techizatlı olacak, süreç tamamlandıktan sonra, seçilme aşamasında “stk” gücünü (tabii ki varsa) gösterecek!

Bütün bunlar yerli yerine oturmadan, “kürsü ve mikrofon”un cazibesine kapılarak kitlelere verilen “sallavari” mesajlar ancak ve ancak “kendini kandırma”dan öteye geç(e)mez! Yaşanan durum da “geç(e)mediğinin” en büyük göstergesidir!

Şurasını unutmayalım ki; kurumları yücelten “devasa tabelalar” değil, o kurumları temsil koltuklarında oturanların bilgi, birikim ve deneyimleridir...

Lafla peynir gemisi yürümez (miş) (!)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Okuyucu yorumları ile ilgili olarak açılacak davalardan Sözcü18.com sorumlu değildir.
5 Yorum